Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlarla toplantısında "1 Kasım, istikrar mı, istikrarsızlık mı? Bunun seçimi olacaktır. 7 Haziran sonuçlarının yol açtığı sıkıntıyı 1 Kasım seçimlerinin çözeceğine inanıyorum" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Erdoğan, 10'uncu kez muhtarlar ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geldi. Erdoğan yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
NEDEN GÖREV VERMEDİM:
Siyasi partilerin açıklamaları, genel başkanların beyanları, artık farklı koalisyon hükümeti kurulabilme ihtimallerini ortadan kaldırdığı için yeni bir görevlendirmeye de ihtiyaç duymadım. Zira Beştepe'nin, Cumhurbaşkanlığı makamının adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım. Bu makama her türlü hakareti yapanlar, hatta şahsıma küfür hariç her türlü hakareti yapanlar... Onlara hangi görevi verecektik. Koalisyona yanaşmayanlara neyin görevini verecektik? Kaybedecek zamanımız yok.
1 KASIM İSTİKRAR SEÇİMİ:
Türkiye'nin güçlenmesini bu dönemde hazmedemeyenler çıktı. İçeride de çıktı, dışarıda da çıktı. Hala var mı bunlar? Var. Türkiye'ye bu ayrımcılığı sokmanın gayreti içerisinde olanlar var. Bunun için de çok ciddi çalışıyorlar. İşte buna fırsat vermemek için tekrar inanıyorum ki önümüzdeki 1 Kasım, istikrar mı, istikrarsızlık mı? Bunun seçimi olacaktır. HODRİ MEYDAN' DİYENLER:
Ben seçimlerden sonra yaptığım ilk konuşmada, egoların bir kenara bırakılarak süratle bir hükümet kurulması gereğini açıkça ifade etmiştim. Ama o zaman birileri de, "Hodri meydan, erken seçim" demişti. Şimdi "Erken seçim olmaz" diyorlar. Hem her türlü koalisyon hükümeti kuruluşunun önünü kapatacaksınız hem de Cumhurbaşkanı'nı hükümet kurulmasını engellemekle suçlamak... Bu, akıl karı bir iş değildir.
ŞARK KURNAZLIĞI:
Bu ülkede milletin iradesine saygı konusunda kardeşinizden daha ileride kimse yoktur, bunu biliniz. Seçimlerin yenilenmesinin faturasını şahsıma çıkartanlar, kendi kabahatlerini gizlemenin peşindedirler. Bir kez daha söylüyorum, Meclis'te güvenoyu alacak çoğunluğa sahip bir hükümet kurulmuş da ben mi buna engel oldum? Zaten böyle bir yetkim, böyle bir imkanım da yok. Ama milletin desteğini alarak kavuşamadıkları imkanları, şark kurnazlığıyla elde etmeye çalışanlara da kusura bakmasınlar geçit vermedim, vermem.
DERTLERİ TUZAK:
Hadi koalisyon şartlarında anlaşamadınız, hükümet kuramadınız, seçim hükümetinde yer almaktan niçin kaçıyorsunuz? Yapmaya çalıştığınız kurnazlığın milletimiz farkında değil mi sanıyorsunuz? Her birinizin sayısı belli, bu sayıda burada görev alacaksınız. Buyrun, niye katılmıyorsunuz? Dert başka. Bunların derdi bu ülkeye hizmet değil, terörle mücadele değil. Bunların derdi "Acaba biz 1 Kasım'da ne yaparız da hangi tuzakla buradan biraz daha karlı çıkarız.
NE KADAR SEVDALI BANA:
Ben dün dinliyorum, yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan. Başka bir şey duydunuz mu konuşmada? Niye acaba bu kadar sevdalı bana anlayamadım. Yetmediği zaman bakıyorsunuz hakaret. Yetmediği zaman bakıyorsunuz çok çirkin yollara düşüş. Anlamak mümkün değil. Milletim 1 Kasım'da, inanıyorum ki bunun hesabını soracaktır. Anayasa gereği kurulması zorunlu olan ve nasıl kurulacağı da yine anayasada belirtilen seçim hükümetinde yer almayarak ortaya çıkardığınız tablonun milletimiz idrakinde değil mi sanıyorsunuz?
MİLLET SÖZÜNÜ SÖYLEYECEK:
Delikanlıca hükümette yer alıp, ülke ve millet için hazırladığı projeleri hayata geçirme iradesini ve cesaretini gösteremeyenlerin millete söyleyecek sözü yoktur. 7 Haziran sonuçlarının yol açtığı sıkıntıyı 1 Kasım seçimlerinin çözeceğine inanıyorum. Milletimiz 1 Kasım'da bir kez daha sözünü söyleyecek ve bu mesele inşallah hal yoluna girecektir.
"ALMANYA'DA CAMİ YAKANLARLA AYNILAR"
"Terör örgütünü arkasına almış olan bu siyasi parti, okullarımızı, camilerimizi yaktı. Bunların Fransa'da, Almanya'da şurada, burada camilerimizi, evlerimizi kundaklayanlarla aynı. Utanmadan sıkılmadan Suruç'un faturasına şahsıma, MİT'e kesmeye çalışıyor. Bütün oyunların içinde siz varsınız. Bugün terör örgütüyle yeterince mücadele edilmediğini söyleyenler, terör örgütünün arkasında duranlar, İç Güvenlik Paketi'ni çıkarmamak için Meclis'te omuz omuza hareket etmediler mi? Meclis'te 80 milletvekiliyle temsil edilme imkanı bulan partinin tercihini demokrasiden değil terörden yana kullanması ümitlerimizi bir kez daha boşa çıkardı. Devleti, hükümeti ve şahsımı ülkeyi çatışma iklimine sürüklemekle suçlayanlar, bölücü örgüte tek söz söyleyemiyorlar. Bunlarda vatan sevgisi diye bir şey yok. Lafa geldiği zaman barış. Bunların işte sazı bu. Cazının ne olacağını düşünün. Batı acımasızca şahsıma saldırıyor. Niye? Çünkü, güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Siyasi ihtirasları uğruna bu fitneyi körükleyen siyasetçiler de kimlikleri ne olursa olsun bu vebalin ortağı. Teröristlere çiçek çocuk, terör örgütüne hobi derneği muamelesi yapan hiç kimse bizim ve milletimizin gözünde masum değildir. Türkiye'deki bölücü terör örgütüne gösterdikleri yaklaşımı Avrupa'daki herhangi bir yerde o ülkede faaliyet gösteren terör örgütüne karşı ortaya koymaya çalışanların inanın başına gelmedik kalmaz. Medya kuruluşuysa kapısına kilit vurulur, STK ise faaliyetine son verilir, yazarsa kendini cezaevinde bulur.
DEMİREL SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde solunum yetmezliğinden vefat eden 18'inci dönem Malatya Milletvekili Galip Demirel için Kocatepe Camisi'nde tören düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, Başbakan Ahmet Davutoğlu, başbakan yardımcıları, bakanlar, AK Partili milletvekili ve yöneticiler ile çok sayıda vatandaş katıldı. Erdoğan ve Davutoğlu Demirel'in kızı eski bakanlardan Güldal Akşit ile oğlu Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel'e taziyelerini iletti. Akşit, Erdoğan ve Davutoğlu'na babasının hayatının anlatıldığı birer kitap verdi. Törenin ardından Demirel Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.