“Bu silahlanma gayreti ile Yunanistan ciddi bir maliyetin altına giriyor. Ekonomik durumları zaten malum. Bu şartlar altında bu tür abartılı bir silahlanma gayretinin getireceği mali külfetin, zararının komşu Yunanistan halkına olacağını görmek lazım. Yunan halkının menfaatine, refahına karşı silahlanma gibi birtakım amaçlar peşinde koşmanın yanlış olduğunu görmek lazım. İki ülke arasındaki ilişkilerde tarih, coğrafya, hukuk ve geçmişte yaşanan tecrübeler var. Bunların hepsini bir kenara bırakıp düşmanca, ayrıştırıcı bir dil kullanmak son derece sakıncalı.”
“Söz söylemeye kimsenin hakkı yok”
İkili ilişkilerde hukukun önemine vurgu yapan Akar, “Yunanistan uluslararası anlaşmalara aykırı olarak 23 adadan 16'sını silahlandırmış vaziyette. Bu aleni bir ihlal, hukukun temelden, kökünden ihlali. ‘Bunu konuşmayalım' diyorlar. Niye? Eğer uluslararası hukuka uyacaksak buradan başlamak lazım. Bu adaları anlaşmalara aykırı şekilde silahlandırırken Türkiye'nin tamamen savunma amaçlı gayretlerine söz söylemeye kimsenin hakkı yok” diye konuştu.
Diyalog kanallarının sürekli açık olmasının önemli olduğunu, Türkiye'nin sorunların diyalog yoluyla çözümünden yana olduğunu bir kez daha ifade eden Akar, “Türkiye olarak biz barış için daima bir adım önde olacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Amacımız Ege Denizi'nin tüm zenginliklerinin adil şekilde paylaşımı, Ege Denizi'nin bir dostluk denizi olması. Bunun için gayret gösteriyoruz. Komşumuz Yunanistan'a, samimi olarak uzattığımız bu dostluk elini tutun diyoruz” ifadelerini kullandı.
Akar, Türkiye'nin bölgesinde barışın, huzurun, güvenliğin teminatı olduğunu belirterek, “Türkiye kimse için tehdit değil. Türkiye etkin güvenilir ve güçlü bir müttefik bunu herkesin bilmesi lazım. Ancak tüm iyi niyetimize rağmen şunu da herkes bilsin ki hiçbir oldubittiye izin vermeyiz. Hiçbir şekilde hakkımızı, hukukumuzu çiğnetmeyiz” dedi.
“Kışkırtıcılığın ve samimiyetsizliğin tipik örneği”
Kıbrıs'taki gelişmelere de değinen Akar, “Kıbrıs bizim milli meselemiz” vurgusu yaptı. Yıllardır devam eden görüşmelerin çözümsüz kaldığına dikkati çeken Akar, “Tek çözüm egemen, eşit, bağımsız iki devlet. Bunun dışında herhangi bir çözüm olmadığı, olamadığı bu 50 yıllık süreçte görülmüştür” ifadesini kullandı.
Terör örgütü PKK/YPG'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde temsilcilik açtığını hatırlatan Akar, şunları kaydetti:
“Bunlar kışkırtıcılığın ve samimiyetsizliğin, Türkiye'ye karşı terörü desteklemenin tipik örnekleridir. PKK/YPG terör örgütü. Siz bunlara yer, yurt veriyor onları destekliyorsunuz. Terörü destekliyorsunuz. Bunlar doğru şeyler, çıkar yollar değil. Bunlar çıkmaz sokaktır. Türkiye, anlaşmalar çerçevesinde Kıbrıs'ta garantör bir devlet. Kim ne yaparsa yapsın biz kendi garantörlük haklarımızı, sorumluluklarımızı bugüne kadar yerine getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Türkiye, Kıbrıs'ta barışın, huzurun ve güvenliğin teminatı olmuştur, olmaya devam edecektir. Biz daima Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Diyalog çağrılarımızı bazıları zafiyet olarak görüyor. Bu zafiyet değil. Biz barışçıl yol ve yöntemlerle sorunları çözmeye çalışıyoruz. Fakat diğer taraftan da hakkımızı, hukukumuzu çiğnetmeyiz dediğimiz zaman da bu bir tehdit değil. Bu manada biz ülkemizin ve KKTC'nin hak, alaka ve menfaatlerini korumakta azimliyiz, kararlıyız çok şükür buna da muktediriz. Bunun bilinmesi lazım.”