28 Şubat 'post-modern' darbesine ilişkin 103 sanığın, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye iştirak' suçundan yargılandığı davanın 84'üncü duruşması dün görüldü. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz 'tanık' sıfatıyla ifade verdi. Mahkeme başkanının, "Refah-Yol Hükümeti'nin düşmesinde herhangi bir baskı, tehdit var mıydı?" sorusu üzerine Yılmaz, "54'üncü Hükümet'in başkanı (Necmettin Erbakan) istifası üzerine Cumhurbaşkanı (Süleyman Demirel) hükümeti kurma görevini bana verdi. Azınlık hükümeti kurdum. Benim dönemimde herhangi bir şekilde benim üzerimde şu ya da bu yönde bir baskı sözkonusu değildi. Genel bir rahatsızlık olduğu genel bir reaksiyon olduğu herkesin malumuydu" dedi. Ordu içerisinde kurulan yasadışı Batı Çalışma Grubu'ndan (BÇG) haberdar olup olmadığının sorulması üzerine ise Yılmaz, BÇG'nin kendi hükümetleri kurulmadan önce de kamuoyunun bilgisi dahilinde olduğunu kaydederek, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Çevik Bir'le yaptığı görüşmede BÇG'nin lağvedilmesini istediğini ileri sürdü. Kendisi başbakanlığa geldikten 2 ay sonra MGK'nın tavsiye kararı uyarınca BÇG'nin lağvedildiğini söyleyen Yılmaz'a müşteki avukatları tepki gösterdi. Avukatlar, Yılmaz döneminde hazırlanmış "BÇG'nin dikkatine" yazılı belgeleri gösterdi.
TOPU YÖK'E ATTI
28 Şubat'ın cuntacı generallerinden Çetin Doğan'ın, başörtüsü yasağı ile ilgili soru sorduğu Yılmaz, topu YÖK'e attı. "28 Şubat'la başörtüsü arasında hiçbir bağlantı yok. Maalesef bu konu YÖK'ün kararıyla uygulandı" diyen Yılmaz, Genelkurmay'dan ya da başka bir çevreden başörtüsü yasağıyla ilgili bir telkin olmadığını savundu.
DARBECİLERİ SAVUNDU
"Refah-Yol Hükümeti'nin görevi terk etmesi için bir yapılanmaya gidildiği, bizimle de birlikte hareket edildiği, benim bu yapılanmanın uzantısı olarak başbakanlığa getirildiğim ifade ediliyor" diyen Yılmaz, "Bu iddiaların hepsi hayal mahsulüdür. Herhangi bir telkin yapılmadı. 'Refah ile koalisyon görüşmelerini Genelkurmay engelledi' iddiası da doğru değil" dedi. Refah-Yol'u cuntanın devirmesi sonrası başbakanlık koltuğuna oturan Yılmaz, mahkemede 28 Şubat'çı komutanları aradan geçen 19 yıl sonra bile canhıraş şekilde savundu. O dönem başörtüsü yasağı konusunda generallerden farklı düşündüğünü iddia eden Yılmaz, "Sert diyaloglarımız oldu. Ama bütün bunları bir yana koyarak, hiçbir Genelkurmay Başkanı komutanımızın hükümeti devirmek için bir cunta kurma, veya siyasete yön vermek bir niyetine tanık olmadım" açıklaması yaptı.
HEDEFİ ERBAKAN OLDU
Akademisyenlerin Genelkurmay'a çağrılmasını 'anlayabileceğini' ancak hakimlere de komutanlarca brifing verilmesinin yanlış olduğunu söyleyen Yılmaz, 28 Şubat'çı paşaları hiçbir zaman anti-demokratik eğilim içinde görmediğini ileri sürdü. Darbecileri eleştirmekten imtina eden Yılmaz, merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ı hedef alarak, onun 'kanlı mı kansız mı' sözleriyle ilgili şunları söyledi: "Bence burada yargılanması gereken işte bu anlayıştır. Ordunun rahatsızlığını ortaya koyması normaldir!"
Yargıtay'ın Ergenekon kararı istendi
Davanın görüldüğü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde kritik bir karara imza attı. Bazı sanık avukatları, Ergenekon davasında Yargıtay 16. Ceza Dairesinin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanması gerektiği yönündeki kararını 28 Şubat davası için de talep etti. Mahkeme ara kararında, Ergenekon davasının kararının görev yönünden değerlendirmek için Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararının istenmesine hükmetti.
24.04.2016 16:22:55