Boşanmanın nedenleri ve eşler üzerindeki etkileri

Son yıllarda artan boşanmalar, çocukları etkilediği kadar eşleri de etkiliyor aslında. İşte boşanmanın eşler üzerindeki etkileri...

İHA'nın haberine göre, günümüzde boşanmak için mahkemeye giden çiftlerin sayısı her geçen yıl artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre boşanmaların yüzde 39,3'ü evliliğin ilk 5 yılında, yüzde 21,5'i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşiyor.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nimet Önür ve Psikolog Şenel Karaman, boşanma olaylarının nedenleri ve bireyler üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Uzmanlar boşanmaların geleneksel toplumlardan çok modern toplumlarda meydana geldiğini dile getirdi.

Kadınlar daha çok toplum baskısı yaşayabilir
Boşanmaların modern toplumlarda, geleneksel toplumlara göre daha fazla olduğunu söyleyen Prof. Dr. Önür, boşanmaların toplum tarafından onaylanmasalar da yine de ortaya çıktığını dile getirerek, "Boşanmalar geleneksel toplumdan çok, modern toplumlarda meydana geliyor. Topluluk bilincinden birey olma bilincine doğru dönüşüm sürecinin de sonucu, mevcut koşullar boşanmaların ortaya çıkmasını normalleştiriyor. Geleneksel toplumlarda da boşanmalar vardır. Ama bu boşanmalarda bireylerin aile ve akrabalarından oluşan sosyal çevrelerinin de onayı söz konusu olduğundan bireyin dışındaki toplumsal kontroller boşanmaları sınırlandırabilmektedir.

Kadınlar, daha çok toplum baskısı hissedebilirler. Çünkü bu tür toplumlarda kolektif bilinç toplumsal denetim yüksektir. Kadınlar eşinden şiddet gördüğü halde, sahip olduğu kültürel değerler gereği aile birlikteliğine kendi kendine razı olabilir. Çünkü boşanmış aile bireyleri yaşadıkları toplum tarafından dışlanabilirler. Geleneksel kültürlerde oldukça etkili olan din ve ahlak değerleri boşanmayı onaylamaz. Hatta zaman zaman ahlaksızlıkla bağlantılandırılır. Bu nedenle boşanma isteği daha çok bireyin ortaya çıktığı modern toplumlarda görünür hale gelmektedir " şeklinde konuştu.

Boşanma doğallaşıyor
Boşanma davalarının artmasında medyanın da rolüne dikkat çeken Prof. Dr. Nimet Önür, günümüzde aşkların ve sevgilerin metalaştığını söyleyerek; "Genel olarak baktığımızda kırsal alanlara göre kentsel alanların boşanmada sosyal bağlayıcılığı daha az. Kentlerde sosyal kontrol giderek zayıflıyor. Farklı kültürden insanlar bir araya geliyor. Daha çok medyadan edindikleri tüketim kültürünün ortak düşünce ve söylem, biçimlerini paylaşabilecekleri ve uygulamaya dönüştürebilecekleri ortamlara girip çıkabiliyorlar. Farklı kültürleri tanıyabiliyorlar. Kentlerde kırsal yaşam biçimine göre daha fazla boş zaman aralıklarına sahip ve bireysel çalışma yaşamına katılan kadın, çok sayıda örnekle yaşam biçimiyle yüz yüze geliyor ve yetişme sürecinde geleneksel kültür içinde yetişse bile, o kültürün bağlayıcılığı giderek azalıyor ve boşanma doğallaşıyor" dedi.

Medya üzerinden empoze edilen tüketim kültürünün, insanları sürekli her şeyde yenilik, aşırı zevk ve istek arayışı karşısında doyumsuzluğa doğru sürüklediğini dile getiren Prof. Dr. Nimet Önür, "Medya temsilleri bu konuda birer referans haline geliyor. Toplumsal sistemin işleyişi içinde tıpkı üretilen mallarda olduğu gibi insanlar kısa ömürlü ilişkilere doğru eğilim kazanıyor. Dolayısıyla aşklar, sevgiler geçici ilgi sınırları içinde metalaşıyor. Paranın değeri çok öne çıkmış durumda neoliberal çalışma koşullarında erkek de ailedeki eski ekonomik rollerini başarıyla yerine getiremiyor ya da sürdüremiyor hatta eski önemini kaybediyor. Yeni dönemin öne çıkan diğer bir eğilimi de "özgürlük arayışı" insanlar baskılardan kurtulmak istiyorlar. Farklı yaşamak daha iyi yaşamayı hak ettiği yönde bir bilince ulaştırıyorlar. Cinslerin birbirine olan metalaşmış sevgileri, ilgileri ve yaygın bir eğilim haline geldiği için, bugünün normal ilişkileri haline dönüşüyor. Zaten "çekirdek aile modern toplumun temel birimi iken, günümüzün postmodern toplumunun temelinde birey var" diye konuştu.

Öfke ve düşmanlık sona ermiyor
Psikolog Şenal Karaman, ise "Boşanmadan söz edildiğinde genellikle çocuklar üzerindeki etkileri akla gelir. Oysa boşanma, eşler, aileleri ve arkadaşları da etkiler. Boşanma, üzerinde düşünülmüş, karşılıklı verilmiş kararsa eşlere olan etkisi az olacaktır. Ancak genelde gördüğümüz eşler çatışıyor, bir sürü olay yaşanıyor ve boşanma tek çözüm olarak geriye kalıyor. Çoğu zamanda boşandıktan sonra da öfke ve düşmanlık sona ermiyor aksine daha da artabiliyor. Boşanma süreci ve sonrası stres yaratır. Stres bağışıklık sistemini zayıflattığı için psikosomatik rahatsızlıkların artması olağandır. Boşanma sonra bilinen stres yaratan durumlar (Yeni eve taşınma, daha az parayla geçinme, çocuğun ruh sağlığını koruma) yanında bilinmeyen stres yaratan (Nelerle karşılaşılacak? Çocuğun başarısı nasıl olacak? gibi) durumlar vardır. Kronik stresle baş edilemediğinde kadınlarda göğüs kanseri riskinin arttığı, egzama, kas gerginlikleri gibi şikayetlerin görüldüğü bilinmektedir" diye konuştu.

04.05.2016 14:19:25