Salgının başlangıcında bilinmeyen, sonucu kestirilmeyen bir virüsle karşı karşıya gelinmesinin yol açtığı belirsizlikler olduğunu ifade den Erdoğan, "Virüsün kaynağı olarak gösterilen Çin'den gelen bilgiler, dehşetengiz bir tablo ortaya koymaktaydı. Hastalık dünyaya yayıldıkça bilim insanlarının gözlem ve tespitleri tüm dünya ile birlikte bizi de hemen her gün yeni bilgilere, yeni tavsiyelere maruz bıraktı" dedi.
Vatandaşları virüse karşı korumak için dünyada geliştirilen her aracı en hızlı şekilde ülkeye kazandırarak mücadeleyi ön plana çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendi verilerimizi analiz ettikçe bilgilerimizi geliştirdik, kendi mücadelemizi oluşturduk. Bugün dünyada kendi aşısını üretebilen 9 ülkeden biri konumundayız. Elde ettiğimiz her mücadele ve tecrübeyi dost ve kardeş coğrafyalardaki halklarla paylaşarak insani sorumluklarımızı yerine getirdik. Dünya genelinde 160 ülkeye ve iki uluslararası kuruluşa tıbbi yardım desteği sağlayarak gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya bu konuda hiç de hayırla yad edilmeyecek bir yaklaşım sergilemiştir. Kendi güvenlikleri ve refahları dışında hiçbir şeyi umursamayan ülkelerin insanlığın tamamına yönelik tehditler karşısındaki bu bencilliği tarihin utanç sayfalarına kaydedilmiştir. Türkiye olarak bu süreçten çıkardığımız ders sağlık altyapısı ve hizmetleri konusunda da kendi kendimize yeterli hale gelmemizin şartı olduğudur" değerlendirmesinde bulundu.
"1 milyon 300 bin kişilik sağlık ordumuzun haftanın 7 günü verdiği hizmetleri asla unutmayacağız"
Erdoğan, "İnşallah güçlü altyapımız ve nitelikli insan kayağımızla bu hedefe hızla ulaşacağız. Tüm bu süreç boyunca Sağlık Bakanlığı ekibi ve Bilim Kurulu üyelerimizin çabalarına, emeklerine bizzat şahit olduğumuz son iki yıldır mesaisinin neredeyse tamamını hiçbir maddi karşılık beklemeksizin salgınla mücadeleye ayıran değerli bilim insanlarımıza milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bakanımız ve ekibi başta olmak üzere 1 milyon 300 bin kişilik sağlık ordumuzun haftanın 7 günü verdiği hizmetleri asla unutmayacağız. Yürütülen mücadeleye destek veren bakanlıklarımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve diğer kurumlarımızın mensuplarını tebrik ediyorum. Sağlık çalışanlarımıza teşekkürlerimizi en azından bir kısmını onlara yönelik şiddetin önüne geçilmesinden, özlük haklarındaki iyileştirmelere kadar bir dizi düzenlemeyle ifade etmenin gayreti içindeyiz" ifadelerini kullandı.
"Yaklaşık 3 yıldır uygulanan kapalı mekanlardaki maske kullanma zorunluluğu tümüyle kaldırılmıştır"
Salgının artık kitlesel bir tehdit olmaktan çıkmasıyla birlikte Avrupa ülkelerinin hemen hemen tamamının kısıtlamaları kaldırdığını hatırlatan Erdoğan, "Ülkemizin bu aşamaya geldiğine inanıyoruz. Nitekim bugün yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısında bu hususlar enine boyuna değerlendirilmiştir. Bilim Kurulumuz bundan sonra olağanüstü bir durum olmadıkça düzenli toplantı yapmasına ihtiyaç kalmadığı görüşüne varmıştır. Sağlık Bakanlığımız ise Salgın Yönetimi Eylem Planı çerçevesinde çalışmalarını yine sürdürecektir. Korona virüs tedbirleri çerçevesinde yaklaşık 3 yıldır uygulanan kapalı mekanlardaki maske kullanma zorunluluğu tümüyle kaldırılmıştır. Sadece toplu taşıma araçları ile sağlık kuruluşlarında maske uygulamasına vakalar, binin altına düşene kadar bir müddet daha devam edilecektir. Bilim Kurulumuzun önerisi, ileri yaşlardaki kişiler ile kronik hastalığı, hastalık şüphesi, riskli gruplarla teması olanların maske kullanmaya devam etmeleri yönündedir. Yine Bilim Kurulumuz kronik hastalığı olanlar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın salgına karşı en büyük kozumuz olan aşıların özellikle hatırlatma dozlarını ihmal etmemelerini de önermektedir. Ekinliği ispatlanmış olan kendi aşımız Turkovac hatırlatma dozları konusunda özellikle tavsiye edilmektedir. Bunun için aile sağlığı merkezleri ve kamu hastanelerinde aşı uygulama merkezleri ihtiyaca cevap verecek şekilde faaliyetlerini sürdürecektir. Ülkemizde üretilen korona virüs ilaçlarının vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtımı devam edecektir. Güncel teknolojiler ve tedaviler de yakından izlenecektir. Rabbimden başta kendi vatandaşlarımız olmak üzere tüm insanlığa sağlıklı, güvenli, huzurlu, müreffeh bir gelecek temenni ediyorum" açıklamasında bulundu.