“Aramızda tabii bu işin çilesini çekmiş olan çok arkadaşımız var. Dün Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım orada başı örtülü, başı açık bir grup arkadaşımız da basın açıklamasını yaptılar. Bu basın açıklamasıyla birlikte bir süreci başlattık. Aslında buna gerek yoktu fakat burada sağ olsun Sayın Kılıçdaroğlu bize bir yerde pas attı. Bizim de bu pası değerlendirmemiz lazım, arkadaşlarla hemen çalışmaya başladık. Yasal düzenlemeyle bu iş çözülmez dedik, biz bir anayasal düzenleme yapalım ki önüne gelen bu konuyu istismar etmesin. Çünkü Kılıçdaroğlu'nun yaptığı istismardı, geçmişte de bunu yaptılar. Numan Bey'in eşi de geçmişte bu sıkıntıyı çok çekti, aynı şekilde benim kızlarım hem de imam hatipte okumalarına rağmen bu çileyi çok çektiler ve okul kapısında bizim aile gidip kızlarımızı beklediler. Ben mesela kızlarımdan bir tanesini İstanbul'dan alıp Trabzon'a götürmek durumunda kaldım, son sınıfını Araklı İmam Hatip'te okumak zorunda kaldık. İmam hatipte bile başı örtülü sorunu vardı. Konu sadece başörtüsü değil, burada kızlarımıza yapılan zulüm ifade edilemez. Tam manasıyla hak ve özgürlük mücadelesi. Bunu anayasal teminat altına alalım ve bundan sonra bu iş paspas haline getirilmesin dedik. Şimdi kendi içlerinde bunun tartışması başladı. Bakalım ne kadar bu konuda samimiler göreceğiz. Biz zaten bu konuda samimiyiz. 6'lı masanın içinde samimi olanları da göreceğiz. Şu anda yola çıktık, arkadaşlarımız bu basın toplantısını yaptılar ve sonuna kadar da işin takipçisi olacağız. Tabii burada 'gerekirse bu işi referanduma da götürebiliriz' dedik. Burada neyi demek istiyoruz? Millete gidelim, nihai kararı verecek olan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demiyor muyuz, eğer bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri millet, gideriz millete. Çünkü bu ülkede artık başı açık, başı örtülü sorunu olmaması lazım. Lafa geldiği zaman yüzde 99'u Müslüman diyoruz, nedir o zaman bu kavga sıkıntı. Herkes rahatlıkla eğitim öğretimini yapsın, herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden. Gitsin temizlikçilik yapsın diyebiliyorsun, çarşıda pazarda şunu bunu yapsın diyebiliyorsun. Tamam da okumasına niye engel oluyorsun? Doktor olması mühendis olması yasak, temizlikçi olması veya tarlada, herhangi bir yerde çiftçi olması serbest. Böyle bir adaletsizlik olur mu? İnsan haklarına bir defa ters. Güzel bir basın toplantısı yaptı arkadaşlar, bundan sonraki süreci temennim odur ki parlamentoda da beklenen sayıyı da almak suretiyle yola devam ederiz” açıklamasında bulundu.
“Şimdi artık füzelerimizi yapmaya başladık, bu üretim Yunan'ı ürkütüyor”
Bulgaristan Cumhurbaşkanı'nın önceki günkü Türkiye ziyaretinde kendisine BAYKAR'ı ziyaret ettiğini ve ardından yaptıkları görüşmede kendisine nasıl bulduğunu sorduğunu kaydetti. Erdoğan, “Toplantıda kendisine nasıl bulduğunu sordum. ‘Şu anda Türkiye savunma sanayinde İHA'larla, SİHA'larla, Akıncı'larla adeta bir devrim yapıyor. Acaba beraber çalışamaz mıyız?' dedi. Ben de ‘şu anda bu özel sektör, bizim değil, ama bunları kendileriyle görüşmek suretiyle böyle bir adım atmaya yanaşırlar mı onu özel sektör kendisi karar verir. Ama Türkiye olarak bizler de sizlerle birlikte her zaman adım atmaya varız' dedim. Geçmişte biz çok daha farklı bir konumdaydık ama şimdi hamdolsun göreve geldiğimde bizim savunma sanayinde yüzde 20 yerliydi. Ama şimdi yüzde 80 yerli, bu konuma geldik. Artık biz bize yetiyoruz, F-16'nız var ama mühimmatınız olmasaydı ne yapardınız? Ama şimdi F-16'nın mühimmatını biz yapıyoruz. Özellikle SİHA'larda yapıyoruz. Şimdi artık füzelerimizi yapmaya başladık, bu üretim Yunan'ı ürkütüyor. TAYFUN diyorsun, Yunan ürküyor ‘Atina'yı vurur' diyor. E vuracak tabi, sen rahat durmazsan sen Amerika'dan adalara bir şeyler almaya çalışırsan Türkiye gibi bir ülke herhalde armut toplamayacak bir şeyler yapması lazım” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Kızılelma ile ilgili olarak, "Çok fazla sürmeyecek Selçuk Bey'in ifadesine göre 1 ay içerisinde uçurma durumu olabilir. Çok da muhteşem bir eser olacak" ifadelerini kullandı.