haklardan faydalanabilecektir. Farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizle ailelerini bir fiil etkileyen durumun hayırlı olmasını diliyorum.
Sözleşmeli personelimizde inşallah bundan sonra büyük bir şevkle görevlerine sarılacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Sözleşmelilerin kadroya geçişi sırasında Çalışma Bakanlığına ve Memur-Sen yönetimini tebrik eden Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Hakka hizmeti halka hizmet olarak bir medeniyetin mensupları olarak milletimize karşı sorumluluklarımızı söylememiz gerekiyor. Hangi makamda olursak olalım vazifemiz vatandaşlarımıza aşkla samimiyetle fedakarca hizmet etmektir. Kamu görevlilerimizin de mevzuat çerçevesinde mesuliyetlerini yerine getirirken meseleye buradan bakması önemlidir. Bilhassa vatandaşlarımızla doğrudan hizmet birimlerimizin bu noktada daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyorum. Rabbim emeklerinizi ve gayretlerinizi zayi eylemesin. Sözleşmelilerin kadroya geçiş sürecinde yoğun çaba harcayan Çalışma bakanlığımız ile Memur-Sen yönetimini ayrıca tebrik ediyorum. İnşallah hükümet olarak diğer çalışanlarımızla birlikte kamu personelimizin de yanında olmaya sıkıntılarını özellikle çözmek suretiyle bu süreci devam ettireceğiz.”
Sendikacılık, salt ücret pazarlığı yapmak olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Sendikalarımızın ilk ve asli görevi ister kamu ister özel sektör olsun, emekçinin alın terini hukukunu savunmaktır. Kuruluş ve işleyiş bakımı itibariyle birer sivil toplum örgütü olan sendikalar aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir. Demokrasi kültürünün gelişmesi ile sendikal hareketlerin arasında doğru bir orantı vardır. Demokratik teamül ve işleyişin güçlü olduğu sistemlerde sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alır. Millet iradesine vesayetin gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikalar etkisiz eleman olmaktan geri plana itilmekten kendilerini kurtaramaz. Sendikaların etkinliğini ve gücünü belirleyen unsur toplumla aynı yöne bakması aynı hissiyati paylaşmasıdır. Milletine ve milletin değerlerine yabancı bir sendikal hareketten işçiye de kamu görevlisine de hiçbir hayr gelmez. Bunlar kimi zaman bilinçli kimi zamanda bilinçsiz bir şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmenin aracı olarak kullanılmıştır. Türkiye olarak bir asrı bulan, gerek hak ve özgürlükler gerekse ekonomik kalkınma mücadelemizde bu acı hakikate şahitlik ettik. Bu ülkede sendikacılık adı altında farklı toplum kesimleri arasında kavganın gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük” dedi.