Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye Yol-Yapı-İnşaat İşçileri Sendikası tarafından Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda karayollarında çalışan taşeron işçilere kadro müjdesi verdi. "Selam olsun alın teriyle evlerine helal rızık götüren emekçi kardeşlerime" diyerek konuşmasına başlayan Davutoğlu, "Türkiye'nin her köşesinden Ankaramıza gelen kardeşlerime, emekçi dostlarımıza selam olsun. Bütün karayolu işçilerine selam olsun. Bugün sizlerle hem bir bayram kutlaması hem de bayram dolayısıyla bir aradayız. 6 bin 417 karayolları işçisinin kadrosu hayırlı olsun. Nasırlı ellerinizden tutuyorum. Bir bayram bir de müjde dedim evet bugün. Yarın 1 Mayıs, insan onurunun en önemli, buradan tüm emekçi kardeşlerime sesleniyorum. Alın terlerinizin hakkı alın teriniz kurumadan verilecektir" dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun sözleri üzerine işçiler şapkalarını havaya fırlattı.
İşçilerin haklarını bir Hadis-i Şerif'le açıklayan Davutoğlu, "Biz, çağdaş sosyal devlet ilkesiyle bu çerçevede sendikal hakların gereğini yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Bizler bu alanı bir çatışma, gerilim alanı değil, birlikte Türkiye ve dünyayı inşa etme alanı olarak görüyoruz. Her şeyden önce tekrar sizlerin şahsınızda Türkiye'deki bütün emekçilerin, dünya emekçilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik ediyorum. 1 Mayıs bundan sonra 12 Eylül darbesinin yasaklamalarından bir daha etkilenmeyecek, ebediyete kadar emek ve dayanışma günü olacaktır. Buradan bütün işçi kardeşlerime, yarın alanlara çıkacak olan, yarın Emek ve Dayanışma Günü için meydanlara çıkacak olan kardeşlerime sesleniyorum. Yarını bir düğün, şölen gibi kutlayalım. Yarını emekçilerimizin emeğine saygı gösterilen gün olarak biz aziz gün için kutlayalım. Sakın ola ki marjinal grupların, birtakım provokatörlerin oyunlarına gelmeyelim. 1 Mayıs 1977'de Taksim'de hayatını kaybeden vatandaşlarımız için buradan taziyelerimi sunuyorum. O gün kara bir gündü. O zaman ben lise son sınıftaydım ve o zaman İstanbul'da nasıl bir kara bulutun o güzel şehrin üstüne çöktüğünü bugün yine hatırlarım. O gün Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyenler devreye girdiler ve kanlı bir pazarın yaşanmasına sebebiyet verdiler. 38 yıl sonra o vahşete sebebiyet verenleri telin ediyorum. Orada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyor, ailelerine bir kez daha taziyelerimizi sunuyorum. O kanlı olaylardan sonra 3 yıl içinde vatan evlatları sağcı ve solcu diye bölündü, karşılıklı cepheler kuruldu, çatışmalar, kutuplaşmalar yaşandı. Benim okuduğum lisede bir o taraftan, bir bu taraftan iki genç insanın Levent ve Kenan'ın ölümlerini hala hatırlarım. Onlar taşıdıkları ideallerle ülkeyi yeniden inşa edebilir miyiz diye düşünüyorlardı ama provokatörler bir nesli neredeyse yok edercesine bu kutuplaşmanın önünü açtılar. Sonra 12 Eylül darbesine giden yollar ve karanlık 12 Eylül darbesi yaşanacak bu memlekette. Şimdi bütün bu tecrübelerden sonra yarın meydana çıkacak işçiler, gençlerimizi hangi siyasi düşüncede olursa olsun, hangi kanaati paylaşıyor olursa olsun bu acı hatıraları da hatırlayarak bir daha bu ülkenin kutuplaşmalara, gerilimlere sahne olmaması için omuz omuza vermeye davet ediyorum. Gelin, hayatını kaybeden kardeşlerimizi de birlikte analım, gelin o yıllarda sağcı solcu diye kutuplara ayrılarak hayatını kaybeden gençlerimizi de birarada analım. Tekrar bu tür kutuplaşmalara zemin hazırlayacak olan davranışlardan uzak duralım" çağrısında bulundu.
"VATANDAŞLARIMIZI ANACAK HERKESE TAKSİM AÇIKTIR"
Davutoğlu, "Taksim'e yarın bu vatandaşlarımızı anacak herkese, sembolik anlamda gelecek olan herkese Taksim açıktır. Gelsinler karanfillerini koysunlar, hürmetlerini göstersinler. İlk fırsatta ben de bir karanfille vatandaşlarımızı anacağım inşallah. Tekrar tekrar çağrıda bulunacağım, seçime giderken bu ülkede kaos çıkarmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Değişik siyasi kanaatlere sahip olanlar omuzu omuza verelim, bir daha kimse bu ülkeyi karanlık çatışma ortamlarına götüremeyecek diye haykıralım. İnadına barış diyelim, yeni darbe teşebbüslerine karşı gitmek isteyenler için inadına özgürlük diyelim. Omuz omuza verelim, bütün işçiler, emekçiler için yarın güzel bir gün olsun, bir bayram günü olsun. Onun için tekrar bugün sabah İstanbul Valimizle de konuştum, tekrar çağrıda bulunuyorum sivil toplum kuruluşlarımıza, sendikalarımıza. Taksim'de anmak için gidecek sembolik nitelikteki gruplar karanfillerini koysunlar, sonra da gitsinler. İstanbul'da yasal olarak gösterilen meydanlarda istedikleri kadar özgürce 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlasınlar. 1 Mayıs'ta hayatını kaybeden vatandaşlarımızın hatırasını istismar ederek kim bu ülkeyi kaosa sürüklemek isterse, marjinal gruplar eşliğinde molotof kokteyli ya da başka araçlarla şiddet ortamına ülkeyi götürmek isterse bilinsin ki kamu düzeninden hiçbir şekilde taviz verilmeyecektir. Yarın, istiyoruz ki 1 Mayıs 2015 güzel, örnek bir gün olsun. Bütün sendikaların, bütün vatandaşlarımızın özgürce bayramını kutladığı ama marjinal grupların çatışma ortamını yaratamadığı bir gün olsun. Bütün işçi sendikalarımızın sağduyusuna güveniyorum. İnşallah yarını bir bayram, şölen, düğün havasında kutlayacağız. Yarını karanlık bir çatışma ortamına sürüklemek isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz" dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun, "Ey aziz işçilerimiz, beraber fırsat vermeyeceğiz değil mi? Barış içinde 1 Mayıs'ı kutlamaya hazır mıyız?" diye sorması üzerine tribünlerden 'Evet' cevabı geldi.
"350 BİN İŞÇİMİZ SENDİKALI OLDU"
"Biz sizin nasırlı ellerinizde, terli alınlarınızla gurur duyuyoruz emekçi kardeşlerim" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terli alınlarınızın, o terinizin kokusunu yüreğime, ciğerime soluyarak tek tek öpüyorum. Emekçimizin terinde mis kokusu, nasırlı ellerinden helal rızık alırız. Sizlere minnet borçluyuz. Onun için 12 yıl içinde emekçinin hakkını vermek için devrim mahiyetinde reformlar yaptık. Hiç kimsenin cesaret edemediği sosyal güvenlik reformunu biz yaptık. 1 Mayıs'ı işçi bayramı biz ilan ettik. Genel sağlık sigortasını hayata biz geçirdik. Emekçiler rahatsız olduklarında, hastalık geçirdiklerinde eskiden kuyrukta beklerdi ama şimdi genel sağlık sigortası çerçevesinde bütün hastanelerimiz açıktır. 350 bin işçimiz sendikalı oldu. Sizler için yeter ki sizi evlerinizde bekleyen çocuklarınıza sağ salim kavuşasınız diye."
Bundan sonra İş Güvenliği Yasası'nın uygulanması konusunda en ufak bir tavize yer verilmeyeceğini anlatan Davutoğlu, memurlara yıllardır beklediği toplu sözleşme hakkının da verildiğini ifade etti. Davutoğlu, 12 yıl içinde Türkiye'nin olağanüstü bir kalkınma dönemi yaşadığına işaret ederek, 1 milyon 600 bin işyerinin olduğunu, 12 yıl önce sadece 5 milyon işçinin, şimdi ise 13 milyon işçinin olduğunu söyledi.
Taşeron meselesinin AK Parti iktidarlarının çıkardığı bir mesele olmadığını belirten Davutoğlu, "Biz bunları avucumuz içinde bulduk. İlk taşeron CHP döneminde 1936'da başlamıştır" dedi.
"ASIL İŞTE ÇALIŞANLAR TÜM TAŞERON İŞÇİLERİMİZE BU MÜJDEYİ SEÇİM SONRASI VERECEĞİZ"
Asıl işi yapanlarda taşeron işçi uygulamasına son vereceklerini söyleyen Davutoğlu, "Asıl iş yapanlar, yardımcı iş yapanlar bunları tanımlayacağız. Bakanlar Kurulu'na bu yetki verildi. O günden bu yana bütün bakanlıklarımızla tasnif ediyoruz. Kesinlikle taşeron işçi uygulamasına son vereceğiz. Yardımcı hizmet alanlarını da tek tek tanımlayıp, sınırlayacağız. Yardımcı iş uygulamasına devam edeceğiz ama bunlar hiçbir zaman asıl işlerde çalışmayacaklar. Bu konuda net adımlar atacağız. Bunların ilk uygulaması olarak sizlere, taşeron işçilerimize kadro imkanı veriyoruz. Bu karara ulaşmak için saatlerce görüşmeler yaptık, tek tek sizlerin nerelerde ne şartlarda çalıştığınızı Çalışma ve Ulaştırma Bakanlığımızdan tek tek dinledim. Sizler asıl iş yapıyorsunuz, yardımcı iş yapmıyorsunuz. Onun için bu gerekçeyle ilkesel olarak sizlerin kadroya alınmasının bizim sorumluluk alanımıza girdiğine karar verdik. Yaptığınız işin mahiyeti olarak asıl iş yapıyorsunuz. Bundan sonra sizin emeğinize ihtiyacımız var. Sizlerle yaptığımız duble yolların yanına binlerce kilometre otoyol yapmaya var mısınız? Bizde bu aşk, emekçilerimizde bu aşk varken bu yollar bize cennete giden yollar olur inşallah. Bu yolları hep beraber katedeceğiz. Helal rızık ile geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz. Ülkemizi örnek, cennet bir ülke haline getireceğiz inşallah. Asıl işte çalışan tüm taşeron işçilerimize bu müjdeyi seçim sonrasında vereceğiz inşallah" diye konuştu.
"Sizden bir kez daha söz almak istiyorum. Yarını bir bayram, şölen olarak kutlayacak mıyız?" diyen Davutoğlu, "Marjinal gruplar provokasyon yaparsa onlara fırsat vermeyeceğiz değil mi? Sizlere güveniyorum. Allah bu hayırlı müjdeyi güzel günlerde ailelerinize birlikte yaşamayı nasip etsin inşallah. Ailelerinize bizden selamlarımızı iletin" şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise, "İşçiler, emekçiler, eli nasırlılar, Türkiye'de 76 milyonu bir baştan bir başa ulaştıran karayolu işçileri" ifadeleriyle konuşmasına başladı. Yapılan yasal değişiklikle işçilerin de başka bir kente nakillerini artık yaptırabildiğini belirten Bakan Çelik, "Sayın Başbakanımız göreve geldiği gün, ertesi gün değil, bana bazı talimatları oldu. Bunlardan bir tanesi 'Faruk Bey emek talepte bulunuyor, önümde dosyalar var, bu sorunları çözerek benim karşıma gel' dedi. Başta bu kamuoyunda bahsedilen taşeron uygulaması. Bunun yanında işçi kardeşimiz kamuda işçi çalışıyor, İstanbul'da çalışıyor, Ankara'ya nakli gerekiyor, memursanız gelebiliyorsunuz, işçiyseniz naklinizi yapamıyorsunuz. Bizim de gözümüzden kaçmış, Sayın Başbakanımız dedi ki ilk çıkaracağın yasaya bunu koy, böyle bir saçmalık olmaz. Çok şükür böyle bir düzenleme Meclis'ten geçti. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüz kutlu olsun diyorum" dedi.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da konuşmasına 'Memleket İsterim' şiiriyle başladı. Kamuda asıl işte çalışan 100 bin işçi olduğunu belirten Atalay, "Bugün ama demeyeceğiz. Bu meselenin başından sonuna kadar nasıl oldu nasıl bitti ben beraber yaşadım. İnşaatçı Yaşar Usta'nın oğlu var, Çalışma Bakanımız emeğine teşekkür ediyorum. Herkesin bu taşın altında emeği, gayreti var. Emeği olanlardan Allah razı olsun. Darısı bu problemleri olanları da hallederiz inşallah, onların da sorunlarını çözeriz" diye konuştu.
Salonda 'Emek en yüce değerdir', 'İşçinin hakkını alınteri kurumadan veriniz', 'Yaşasın 1 Mayıs', 'Umutluyduk mutlu olduk' ve '1 Mayıs Bayramınız kutlu olsun' pankartları asılı olduğu gözlendi. Tribünler, Başbakan Davutoğlu'nu salona girişinde coşkuyla karşıladı. Tribünlerden 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganları yükseldi.
30.04.2015 13:25:05