Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan "Neler Oluyor?" programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularını cevaplayan Işık, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlayarak sözlerine başlayan Işık, "Bu vesileyle Bursa-Ankara yolunda hayatını kaybeden hanımlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim" ifadelerini kullandı.
2017'nin Avrupa'da seçim yılı olduğunu kaydeden Işık, "Avrupa'da uzun süredir aşırı uçların güçlenmesi devam ediyor. Almaya başta olmak üzere Avrupa politikasını etkileme noktasına geldi. Onların da seçim propagandasında en fazla kullandığı konulardan biri Türkiye karşıtlığı. Türkiye karşıtlığını iç siyasetlerinde kıllanınca, merkez partiler de bu tuzağa düştü. Öyle yaman çelişkiler var ki; siz Türkiye'de ifade özgürlüğü konusunda açıklamalar yapacaksınız ama 3 milyon insanın yaşadığı, bunların önemli bir kısmının da oy hakkının bulunduğu bir topluluğun bilgilenme hakkını elinden alacaksınız. Böyle bir çelişkinin hiçbir şekilde izahı olamaz. 'FETÖ'cüleri iade et' deyince, 'Hukuka saygı duyalım' ama bir gazeteci, terör örgütü üyeliği yönündeki kuvvetli şüpheden dolayı tutuklanınca kıyameti koparacaksınız. Bunlar izahı olmayan yaman çelişkiler. Bunun Avrupa'da seçim yılı olması dolayısıyla merkez partilerin aşırı partilerin tuzağına düşmesi olarak yorumluyorum" şeklinde konuştu.
Antalya'da devam eden üçlü genelkurmay başkanları toplantısı hakkında açıklamalarda bulunan Işık, "Genelkurmay Başkanımız bu akşam döndü. Yarın onunla görüşeceğiz ama ana konumuzun Suriye olduğunu biliyoruz. Sadece bölgemiz için değil, dünya için büyük bir tehdit konumuna gelen DEAŞ, bunun gibi terör örgütleriyle mücadele ve bu mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda görüş alışverişi yapılıyor. Orada Türkiye'nin desteklediği Fırat Kalkanı Operasyonu var. Orada Rusya var, İran var, koalisyon güçleri var, Amerika'nın harekatı var. Orada başka terörist unsurlar var. Böyle bir coğrafyada koordinasyonun yol kazalarının olmaması, ülkeleri karşı karşıya getirecek telafisi imkansız gelişmelerin olmaması için güçlü bir koordinasyona ihtiyaç var. Orada değerlendirildiğini biliyorum" ifadelerini kullandı.
"PYD/YPG'nin Münbiç'ten çekilmesi Türkiye için kırmızı çizgidir"
Işık, Münbiç harekatının detayları hakkında yöneltilen bir soru üzerine şu cevabı verdi:
"Münbiç, çok büyük oranda Arap nüfusun yaşadığı ve orada kesinlikle PYD'nin bulunmaması gereken bir yer. PYD/YPG buraya gelince, 'Bu kantonları birleştirme girişimidir, bunu biz asla kabul etmeyiz' dedik. Bunun üzerine ABD, Türkiye'ye gerek başkan düzeyinde, gerek savunma bakanı düzeyinde, gerekse genelkurmay ve askeri düzeyde söz verdi. 'Evet YPG/PYD Münbiç'ten çekilecek' dediler. Bugüne kadar sözlerini tuttuklarını söyleyemeyiz ama Türkiye için bu bir kırmızı çizgidir. ABD'nin önceliği Rakka operasyonu olduğu için Münbiç'te bir şey istemiyor, Rusya'nın kendine göre bir hesabı var. Herkes bir bayrak çekiyor ama herkesin bayrağını taşıyanın da YGP olduğunu görmemiz lazım. Burada YPG başına geleceği bildiği için rejimin ve Rusya'nın bayrağını çekiyor ama fiilen onlar sahada. Koalisyonun da, Amerika'nın da, Rusya'nın da görmesi gereken temel unsur YPG'nin herkese taşeronluk yaptığıdır."
"Rakka PYD/YPG unsurlarından değil, o bölgenin kendi insanlarından oluşmalıdır"
Son dönemde yapılan hazırlıkların Rakka operasyonu üzerine gerçekleştirildiğinin altını çizen Işık, "Rakka kesinlikle PYD/YPG unsurlarıyla değil de o bölgenin kendi insanlarından oluşan insanlardan olmalıdır. Bu PYD/YPG'yle yapılırsa, belki DEAŞ'a karşı bir başarı elde edilebilir ama bu bölgedeki sorunu çözmez, aksine çok daha büyük sorunların fitilini ateşler. Bölge unsurlarıyla, mesela Özgür Suriye Ordusu'yla bu yapılırsa biz de destek veririz, ABD de destek verir ve bu defa hem DEAŞ sökülmüş olur, hem de bölge kalıcı istikrarı sağlamış olur. ABD şuanda bu konuda karar aşamasında" açıklamasında bulundu.
Türk bakanların programlarının iptal edilmesinin ardından Almanya'daki savunma sanayiyle ilgili projelerin iptal edilip edilmeyeceği sorusu üzerine Bakan Işık, "Hayır, takvime bağlanmış savunma sanayi projelerinin iptali söz konusu olamaz. Bu her iki ülkenin de ortak yararınadır. Bazı Avrupa ülkelerindeki 'Ambargo uygulayacağız' gibi içi boş sloganlara da takılmıyoruz. Aksine bunlar bizi yerli üretimi arttırmada kamçılıyor. DEAŞ'a karşı mücadelede müttefiklerimizden arzu ettiğimiz desteği alıyoruz desek doğru olmaz ama desteği alamıyoruz diye bu mücadeleye olumsuz etki edecek ve yarın Türkiye'yi yalnızlaştıracak kararları alırken de dikkatli olmak durumundayız. Her konuda İncirlik'i masaya getirmenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Gerektiğinde kararlı hareket etmekten çekinmeyen anlayışla yolumuza devam etmek durumundayız" şeklinde konuştu.
Hatay'da düşen Suriye rejimine ait savaş uçağının pilotunun hukuki durumu hakkında açıklamalarda bulunan Işık, "Tedavisi yapılıyor, insani tarafı çözülüyor şuan. Sonra uluslar arası hukuk ne gerektiriyorsa, Türkiye bugüne kadar uluslararası hukuka hep bağlı kaldı. Gereği neyse yapılacaktır" dedi.
"Sincar'ın ikinci bir Kandil olmasına müsaade etmeyiz"
Işık, PKK'yla mücadele noktasında gelinen noktanın sorulması üzerine, "35 yıllık PKK'yla mücadele tarihimizde zannediyorum en yoğun kış mücadelesini bu kış yaptık. 23 Temmuz 2015'ten itibaren terör örgütüne yönelik amansız bir mücadele var. Gelen bilgilerde, etkisiz hale getirilen terörist sayısı 9 bin 600'ü geçtiği yönünde. Bu terörle mücadele tarihinde PKK'ya vurulmuş en ağır darbe ve bu yıl kışın da operasyonlara ağılık verildi. Lice'nin önemi, Lice bombalı eylemlerin tezgahlandığı yer. Uyuşturucu ticaretinin ve terör örgütün bu konuda en önemli kaynak sağladığı yer de Lice. Jandarma çok büyük bir operasyon başlattı. Bugün bir şehidimiz var, Allah rahmet eylesin. Bu operasyonları kesinlikle sürdüreceğiz. Terör örgütü tamamen beli kırılıp eylem yapamaz hale gelene kadar bu operasyonlar sürecek. Bölge olağanüstü bir türbülans yaşıyor. Bu otorite boşluğundan terör örgütlerinin yararlandığı bir gerçek. PKK'nın da bu otorite boşluğundan yararlanmaya çalıştığını biliyoruz. Bu noktada Kandil'de bunlara nefes aldırmıyoruz. Aynı şey Sincar için de geçerli. Eğer oradan da Türkiye'ye yönelik bir tehdit konumuna geldiği noktada gereğini yapmakta tereddüt etmeyiz. Bizim tahammül edemeyeceğimiz tek şey, Türkiye'ye yönelik bir tehdidin oluşturulması. Kesinlikle Sincar'ın ikinci bir Kandil olmasına müsaade etmeyiz" cevabını verdi.
"Birileri inatla Türk Silahlı Kuvvetlerini siyasi tartışmalara sokmaya çalışıyor"
Bakan Işık, "Karargah Rahatsız" manşetiyle yayınlanan haber hakkında yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
"Bu manşet kesinlikle kabul edilemez. Bunun iyi niyetli olmadığı yönünde kamuoyu hemfikir. Bizim en çok üzüldüğümüz nokta, birileri inatla Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) siyasi tartışmalara sokmaya çalışıyor. Bunu yaparken de sanki TSK'da huzursuzluk varmış gibi hava oluşturmaya çalışıyorlar. TSK'yı siyasete çekme gayreti, zaman zaman oluşan cuntaların siyasete müdahale etmesinin Türkiye'ye neler kaybettirdiğini bilmeyen yok. 60 darbesinin, 71 muhtırasının, 80 darbesinin, 28 Şubat sürecinin, 27 Nisan bildirisinin Türkiye'ye ne kadar ağır faturalar ödettiğini biliyoruz. Bizim bilmediğimiz, asıl faturayı ödeyen de Türk Silahlı Kuvvetleri oldu. Bunu görüp de TSK'yı siyasi tartışmaların tarafı yapmaya çalışmak 'Bu ordu bizim ordumuzdur' diyen vatandaşın yapacağı iş değil. Ben Milli Savunma Bakanı olarak her gün askerlerimizle görüşüyorum. Asker, bütün gücüyle Fırat Kalkanı'na, terörle mücadeleye, FETÖ'yle mücadeleye odaklanmış, siz bunları görmüyorsunuz, efendim 'Karargah rahatsızmış' yok efendim. Bu askere yönelik büyük bir bütandır. Belli ki birileri TSK'yı hazmedemiyor."
"FETÖ, 15 Temmuz'da kendi elleriyle kendi emeklerini boşa çıkardı"
Devlet kurumlarındaki FETÖ temizliğinin büyük bir titizlikle yapıldığının altını çizen Işık, "Bu işi paranoyaya dönüştürmemek gerek. Başka bir ordumuz yok. FETÖ temizliğini en dikkatli ve hassas şekilde yapacağız. FETÖ'nün 15 Temmuz'da kendi elleriyle kendi emeklerini boşa çıkardıklarını görmek durumundayız. 2016'da teğmen olan bir kişinin 2008'de askeriyeye girdiği ortada. Bu sebeple kendilerini ifşa ettiler" ifadelerini kullandı.
"Askeri gereksiz yere tedirgin etmemek gerek"
Adil Öksüz'le bağlantısı olan bir askerin yeni tespit edildiği yönündeki haberlere açıklık getiren Işık, "Bu haberlerin ne kadar gerçeği yansıttığını bilmemiz mümkün değil. Bu konuda sistematik bir çalışma var. Bunu sonuna kadar sürdüreceğiz. Sonuçta bir taraftan asker terörle mücadele ediyor, bir taraftan operasyonlar yapıyor. Bunu yapan insanları da gereksiz yere tedirgin etmemek gerekiyor" diye konuştu.
TSK'dan ayrılan pilotların geri dönüş sürecinin devam ettiğini kaydeden Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şuanda bir zafiyet yok ama kalan pilotlarımız daha fazla fedakarlık yapıyor. Ciddi oranda pilot ihraç edilince mevcut arkadaşlar fedakarlık yapıyor. Biz de geri dönüşleri sağlamak ve ihtiyacı karşılamak için yoğun çalışıyoruz. 13 Şubat itibariyle Hava Harp Okulu eğitime başladı. 13 Mart'ta da Deniz ve Kara Harp Okulları eğitime başlıyor."
Işık, Fırat Kalkanı Harekatı'na katılan askerlerin iaşelerinin ödenmediği iddiaları üzerine, "Başbakanımız tazminatlarıyla ilgili kararnameyi geçen hafta imzaladı. Tüm kuvvet komutanlıklarına ödeme emirleri gönderildi ama ödeme emrinin tarihi 29 Ekim 2016'dan itibaren geçerli olacak. Başta bir kara propaganda oldu. Bu konuda kim ne yazarsa bakıyoruz" şeklinde konuştu.
Bakan Işık, orduda henüz başörtülü personel olmadığını, yalnızca öğrenci olduğunu söyledi. Bunların hayatın tabi akışındaki bir durum olduğunu kaydeden Işık, "Birileri başörtüsü üzerinden siyaset derdine düştüğü için 'laiklik tehlikede' anlayışını başörtüsüne indirgediği için Türkiye çok zaman kaybetti. Bakın şuanda hiçbir rahatsızlık yok, rahatsız olan da tedavi olsun" değerlendirmesinde bulundu.
"Silahlı İHA'lar test edilmeye başlandı"
Işık, bakanlık faaliyetlerinden bahsettiği konuşmasında, "Şuanda en önemli konumuz yerli füze ve hava savunma sisteminin geliştirilmesi. Bu konuda ihtiyaç var, bunun giderilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Esas olan kendi füze ve hava savunma sanayimizi geliştirmek. Yerli uçak motoru çalışmaları iyi gidiyor. Milli Muharip Uçak çalışmamız başladı. Bizim için esas hedef kendi motorumuzu geliştirmek. İnsansız hava araçlarını silahlandırmada, terörle mücadelede büyük başarı sağlandı. Şimdi ANKA S'in silahlı modelini dün başarılı bir uçuş gerçekleştirildi ve nisan ayında silahlı Hürkuş testlerini bitirmiş olacak. Başta ANKA'nın silahlandırılması yoktu. Bunu ben talimatlandırdım, çünkü ihtiyacımız vardı. MPT-76 piyade tüfeğinin şuana kadar 700 tanesini Kara Kuvvetleri ve Özel Kuvvetlere teslim ettik. Fırat Kalkanı'nda kullanılıyor. Bu yılın sonuna kadar 20 bin adedi TSK'ya teslim edeceğiz. Bunu daha da geliştirmek için çalışmalar sürüyor" açıklamalarında bulundu.
"Terörle mücadele ve Fırat Kalkanı Harekatı sürerken, bedelli gündemimizde yok"
Bedelli askerlik ve profesyonel askerlik konusundaki sorulara açıklık getiren Işık, "Kanunen tecil hakkı olanlara yapılıyor. Makul mazereti olmayanların askerlik ödevini yerine getirmesi gerekiyor. TSK adım adım profesyonel orduya geçiyor. Bundan 10 yıl önce subay ve astsubayın dışında uzman çavuşlar vardı, şimdi uzman erbaş ve usta er var. Bu süreçte TSK'nın yükümlü ere ihtiyacı var. Bunu mağduriyet olarak görmek doğru değil. Bu bir hak ve görevdir, yapılması gerekiyor. Şuana kadar 2 milyon 800 bin kişinin meşru sebeplerden dolayı askerliğini tecil ettirdiğini kamuoyu biliyor zannediyorum. Bakaya sayısı da 450 bin civarında bu durumdakilerin vatani görevlerini yerine getirmeleri önemli. Şuanda terörle mücadele sürüyor, bir taraftan Fırat Kalkanı Harekatı yapılıyor. Böyle bir durumda bedelli gündemimizde yok" ifadelerini kullandı.
"Kılıçdaroğlu, bilmeden 'evet' için iyi bir propaganda yapmış"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı bir programda ifade ettiği, "Başbakan bir partiden, cumhurbaşkanı başka bir partiden olursa doğacak çatışmaları niye anlatmıyorsunuz" sözlerini değerlendiren Işık, "Gaf olarak nitelendiremeyiz. Gaf bir kelimeyle olur. Kılıçdaroğlu 'evet' için iyi bir propaganda yapmış ama bilmeden yaptı herhalde. Kılıçdaroğlu'nun bu konuya çalışmadığının göstergesi olarak algılıyorum. Bu sistemin en önemli özelliği devletteki iki başlılığı ortadan kaldırması. Devlet başkanlığı ile hükümet başkanlığını birleştirmek. Aslında haklı söylemiş Kılıçdaroğlu" şeklinde konuştu.
"Parlamenter sistemi savunan CHP, bu sistemin köküne dinamit koydu"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye'ye neler getireceği konusuna açıklık getiren Işık, "7 Haziran akşamını düşünelim. Çıkan tablodan sonra Sayın Bahçeli'yi ikna edebilmiş olsalardı, CHP, MHP, DHP koalisyonu kurulsaydı, bir tarafta halkın yüzde 52 oyuyla tek turda seçilmiş cumhurbaşkanı var, diğer tarafta da yüzde 55'yakın halk desteğiyle iktidar olan hükümet var. Anayasa cumhurbaşkanına her türlü yetkiyi vermiş, sorumluluğu da hükümete vermiş. Uzlaşılamayan konuda kimin dediği olacak? Bugün AK Parti var ama yarın ne olacağını kim bilebilir. Biz sistem değişikliğine gidiyoruz, bu insanlarla kaim değil. Biz 70'li yılları neden kaybettik, bir cumhurbaşkanının 100 küsur turda seçilememesinin izahı nasıl olabilir? Kaldı ki parlamenter sistemi savunan CHP, bu sistemin köküne dinamit koydu. 367'yle getirip cumhurbaşkanını Meclis'in seçemez duruma getirdiğinizde iki yol kalıyor. Ya Mecliste azınlığın çoğunluğa tahakkümünü kabul edeceksiniz ya da halka seçtireceksiniz. Parlamenter sistem artık yürüyemez, bir tarafta halkın seçtiği cumhurbaşkanı var, diğer tarafta da hükümet var" diye konuştu.
Bakan Işık, Türkiye'nin içinden geçtiği dönemi, "Türkiye bu sistem ile yola devam edemez. Allah'tan halk 1 Kasım'da cumhurbaşkanı ile uyumlu bir hükümetin yolunu açtı ama halk her yanlışı sandıkta düzeltmek durumunda değil. Milletvekillerine niye görev ve yetki veriyor? Şuandaki sistem, ne deve ne kuş. Ne parlamenter sistem ne başkanlık" şeklinde yorumladı.
09.03.2017 10:33:05