Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde toplanan Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrasında toplantıya ilişkin bilgi veren Numan Kurtulmuş, iç ve dış güvenlik, Türk dış politikasındaki güncel konular ile Milli Eğitim Bakanlığının önümüzdeki döneme ilişkin çalışmalarının gözden geçirildiğini söyledi. Türkiye'nin ABD'nin üst düzey yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde özellikle Suriye ve FETÖ konularında Türkiye'nin isteklerinin dile getirildiğini belirten Kurtulmuş, "Türkiye'nin ABD'den çok üst düzey yetkililerle görüşmeleri her şeyden evvel hayra alamettir" dedi. ABD ile özellikle Suriye'de görüş ayrılıklarının giderilmeye başlandığı, FETÖ konusunda olumlu adımlar atılmasına imkan sağlayacak bir takım görüş yakınlaşmasının başladığının işareti olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bizim ABD ile çok yakın müttefikliğimiz ve işbirliğimiz var. Yeni yönetim ile birlikte ilişkilerin iyileşmesinin sinyalleşmesini bekliyoruz. Bunlardan birisi sahada PYD'ye vermiş oldukları desteği sonlandırmaları, yapılacak olan operasyonlarda Türkiye'nin rahatsız olacağı PYD unsurları ile değil yerli unsurlarla, ılımlı unsurlarla operasyonlar yapmalarını arzu ediyoruz. 80 milyonluk istikrarlı bir Türkiye mi, birkaç bin militana sahip olan PYD mi? ABD'nin PYD'ye verdikleri destekleri gözden geçireceğini ümit ediyoruz. İkincisi ise FETÖ'yü iade etmeleridir. Bütün bu görüşmelerde FETÖ'nün iadesi gündeme gelmiştir. Sadece Gülen'in değil, bu örgütle iltisaklı olan, Amerika'ya kaçmış olan kişilerin Türkiye'ye iadesi üzerinde durulmaktadır. Türkiye'nin dostu ve müttefiki olan bir ülkeden de FETÖ'yü ve militanlarını, suç makinesi olan adamlarını Türkiye'ye iade etmesini istiyoruz" dedi.
"BİZİM TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI EŞİT MESAFEDE DURMA POZİSYONUMUZ DEĞİŞMEYECEKTİR"
Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin soru üzerine "Türkiye temel prensiplerinin genel çerçevesini ortaya koyuyor" diyen Kurtulmuş, Türkiye'nin Suriye'nin şehirlerinin kurtarılması operasyonlarının şehirlerin ahalisi ile birlikte yapılması ve bu şehirlerde yaşayan insanların geri dönüşlerinin sağlanmasını savunduğunu kaydetti. Kurtulmuş, "Bir terör örgütünü her hangi bir şehirden çıkartırken, yerine başka bir terör örgütünü ikame ettirmenin son derece yanlış ve sakıncalı olacağını söylüyoruz. Bizim için her iki örgüt arasında birisini tercih etmek gibi bir şık yoktur. Bunu bütün müttefiklerimiz biliyor. Zaman zaman yürüttüğümüz operasyonlarda desteklerini artırıyorlar. Zaman zaman destekleri azalıyor. Bizim dışımızdaki ülkeler ne yaparsa yapsın, bizim terör örgütlerine karşı eşit mesafede durma pozisyonumuz değişmeyecektir. DEAŞ da PYD de terör örgütü olarak kabul edilecektir" dişe konuştu.
"HER BİRİ ULUSAL GÜVENLİKLE İLGİLİ OPERASYONLARDIR"
El Bab'daki operasyonda sona doğru gelinmek üzere olduğunun altını çizen Kurtulmuş, dikkat ve titizlikle operasyonların devam ettiğini söyledi. En kısa zamanda El Bab'ın temizlenmesinden sonra insanların oraya geleceğini belirten Kurtulmuş, aynı modelin Rakka'da da kullanılması gerekliliğini işaret etti. El Bab'ın ardından Münbiç'e yönelik bir operasyon yapılıp yapılmayacağı konusuna açıklık getiren Kurtulmuş, "Bu operasyonların her birisi Türkiye'nin kendi sınırlarını korumasına yönelik bir ulusal güvenlikle ilgili operasyonlardır. Sahanın gerektirdiği şekilde, bizim hiç kayıp vermememiz mümkünse, en az şekilde kayıp vermemizi sağlayacak planlamalar yapılıyor. Türkiye bu bölgedeki bütün terör örgütlerinin ayıklanmasını inşallah sağlayacaktır uluslararası camia ile birlikte" dedi.
ABD Genelkurmay Başkanı ile Türkiye Genelkurmay Başkanının İncirlik'te yaptığı görüşmeye ilişkin soruya cevap veren Kurtulmuş, "Önce ortaya Türkiye ve Amerika tarafının, uluslararası koalisyonun Rakka ile ilgili ortak eylem planı çıkmalıdır. Bunun için ortak bakış açısı oluşmalıdır. Bu planın gerçekleştirilmesi için nerede nasıl hareket edileceği meselenin sonraki kısmıdır. Şuanda o noktada değil Türkiye. Şuanda ortak bir bakış açısına kavuşmak ve Rakka operasyonunun doğru unsurlarla, doğru stratejilerle yapılması Türkiye'nin önceliğidir" diye konuştu.
Alman polisi tarafından Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) camilerinde görev yapan imamların evlerinde yapılan aramaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Ümit ediyoruz ki Alman makamları bu yanlış uygulamaları sonlandırır. Türkiye'nin yurt dışındaki hiçbir din görevlisi, DİTİB'in hiçbir görevlisi ajan değildir. Avrupa'da yükselen İslam düşmanlığına, yabancı düşmanlığına ve göçmen düşmanlığına Avrupalı ve Alman siyasetçilerin uyanık olması lazım" ifadelerini kullandı.
Avrupa için en büyük tehlikenin yeni faşizmin yükseliş sesleri olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Faşizm dalgasının Avrupa'yı kuşatmaması için Avrupa'nın yabancılarla barış içinde yaşayabilmeyi sürdürebilmesi gerekiyor. Yurt dışındaki milyonlarca Türk vatandaşının varlığı Avrupa için bir garantidir" açıklamasında bulundu.
"Almanlar artan ırkçı, milliyetçi siyasetin tesirinde kalmaktan kurtulmalıdırlar" diyen Kurtulmuş, bundan sonraki süreçte daha ılımlı bir yaklaşım içinde olunması gerektiğini belirtti.
"VERİLEN SÖZLER DEFTERLERE YAZILDI, BUNLAR TAKİP EDİLECEK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istihdam konusunda iş adamları ile yaptığı görüşmelerin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, yapılan toplantıda kimseden baskı ile söz alınmadığını belirtti. Kurtulmuş, "Bu bir milli istihdam seferberliğidir. Türkiye'nin ekonomik olarak güçlenmesini sağlayacak adımdır. Bu adım ile ilgili verilen sözler defterlere yazıldı, bunlar takip edilecek, teşvik edilecek. Cumhurbaşkanımızın 'eğer söylediğiniz sözleri yerine getirmezseniz sizi deşifre ederim' sözünü bir de tersinden okuyun, sözlerini yerine getirenleri de olumlu bir şekilde kamuoyu ile paylaşırız" açıklamasında bulundu.
21.02.2017 10:27:55