O Filistinli genç Türk vatandaşı olmak istiyor

İsrail askerleri tarafından darp edilip gözaltına alınan ve dünyadan gelen tepkiler üzerine serbest bırakılan down sendromlu Muhammed et-Tavil, "Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutluyum. Türk vatandaşı olmak istiyorum" dedi.

(HABERAL25)

Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, İsrail askerleri tarafından gözaltına alınan ve Uluslararası Down Sendromu Federasyonunun girişimleriyle Türkiye'ye getirilen Muhammed et-Tavil ve ailesini kabul etti. Bakan Kurtulmuş, "Muhammed et-Tavil, İsrail'in Filistinlilere karşı yapmış olduğu son saldırganlığın, baskının ve zulmün sembol ismi oldu. Son intifada da İsrail askerleri acımasızca down sendromlu Muhammed evladımızı gözaltına aldılar ve kötü bir şekilde davrandılar. İsrail'in özellikle 1967'den bu yana sürdürmüş olduğu işgal, zulüm, baskı, sindirme politikaları sürekli devam ediyor. En sonda ABD yönetiminin almış olduğu kararı bahane bilerek, aslında bunun sadece bir başkent değiştirme olmadığını çok iyi kavramış olan İsrail, Kudüs'ü tamamen ilhak etmek için harekete geçti. Muhammed et-Tavil kardeşimiz de bu mücadelenin sembol kahramanlarındandır. Filistinlilerin direnişçi ruhunu sembolize ediyordu ama hiç haline, tavrına aldırmadan onu da yaka paça derdest edip götürdüler. Türkiye olarak sahip çıkıyoruz. Filistin davasına sahip çıktığımızın göstergesi olarak kendilerine burada ev sahipliği yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

"BÜTÜN DÜNYA FİLİSTİN MESELESİNE KARŞI SESSİZ KALSA DA..."

"Bütün dünya Filistin meselesine karşı sessiz kalsa, bütün dünya bu olayları, gelişen zulümleri görmese de biz Türkiye olarak Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz" diyen Kurtulmuş, "Trump'ın almış olduğu bu kararın ABD'yi yalnızlaştıran bir sürece döndürdüğünden dolayı memnunuz. Haksız bir karardı. Tamamen siyonist lobilerin etkisi altında alınmış bir karardı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 14'e bir ile oylanması, Güvenlik Konseyinde sadece ABD'nin daimi üyelikten gelen gücünü kullanarak veto etmesi dolayısıyla bu yasa uygulama imkanı bulamadı. Ümit ediyoruz ki, genel kurulda çok büyük bir oyla bütün dünya Kudüs'ün İsrail devletinin başkenti olması kararını değiştirecektir. Karar bu şekilde tecelli edecektir. Son haksız karar ile birlikte Filistin uluslararası camiada çok daha tanınır bir devlet haline geldi. Filistin davasına sahip çıkan çok sayıda halkların olduğunu görüyoruz. Başkent'i Kudüs olan Filistin devleti tam manasıyla özgür bir Filistin devleti kurulana dek bu mücadele devam edecektir. Uluslararası platformda da her gün Filistin'in dostları sayı ve güç olarak artacaktır. Türkiye olarak bu mücadelede her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Kudüs şehrinin de tarihten gelen kimliğinin korunması, Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin asırlardır hep beraber yaşadığı çok dinli, çok kültürlü yapısının korunmasının uluslararası camianın üzerinde de ayrı bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Hiç kimse Kudüs şehrini Yahudileştiremez, hiç kimse Filistin'in esas sahipleri olan Filistin halkının varlığını yok sayamaz, onları Filistin topraklarından uzaklaştıramaz. Bu son karar sonuçları itibariyle de hayırlı olacaktır. Filistin davası bakımından yeni bir merhaleye girilmiştir. Uzunca bir süredir kendi iç çatışmaları ve çelişkileriyle boğuşan İslam dünyası başta olmak üzere bütün ülkeler Filistin davasında ortak bir mesele olarak görmeye başlayacaktır" açıklamasında bulundu.


BAE'Lİ BAKANIN KÜSTAHLIĞI

Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in Medine'deki kutsal emanetleri kurtarıp İstanbul'a getiren Fahreddin Paşa'yı "hırsızlıkla" suçlayan tweet'i paylaşmasına da tepki gösteren Kurtulmuş, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Bazılarının biz bu mücadeleyi verirken, Türkiye'nin önünü kesmek için bazı sözler sarf etmesini esefle karşılıyoruz. Bu çerçevede Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı'nın, 'Fahrettin Paşa oradaki Arap halkların mallarını çalmışlardır, kutsal emanetleri çalmışlardır' gibi sözleri asla tasvip etmiyoruz. Bizim için kutsal emanetler sadece Hz. Peygamber Efendimizin Topkapı Sarayı'nda sergilenen hırkası, sancak-ı şerifi, kılıçlarından ibaret maddi bir takım emanetler değildir. Bizim için kutsal emanetler Mekke'dir, Medine'dir, Kudüs'tür. Biz Kudüs'ü kutsal emanetlerin en önemlisi olarak görüyoruz. Bu kutsal emanete kıyamete kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz."

TÜRKİYE'DE KALMAK İSTİYOR

Sosyal ve psikolojik tedavi görecek olan Muhammed et-Tavil, Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ve Türkiye'de kalmak istediğini söyledi. Türk vatandaşı olmak istediğini kaydeden et-Tavil, "İsrailliler beni darp ettiler. Yaklaşık 4 saat hapsettiler. Sırtımdan darp ettiler ve kelepçelediler. Gece saat 23.00 civarında serbest bıraktılar. Burada olmaktan dolayı çok mutluyum, Allah'a şükürler olsun" dedi


21.12.2017 16:19:23