Höyükte, Eski Tunç Çağı'na ait mezarlık alan bulundu
Yüzey araştırmalarında Çemişgezek İlçesi Pulur (Sakyol) köyü yakınlarında Eski Tunç Çağı'na ait mezarlık alanı keşfettiklerini ifade eden Erdoğan, "Çemişgezek İlçesi'ne bağlı Pulur (Sakyol)'da suların çekilmesiyle höyük suyun üzerinde kalmış. Ancak daha önce kazısı yapılmış bu höyüğün yakınlarında baraj suyunun geri çekilip toprağı aşındırmasıyla ortaya çıkan takriben M.Ö. 3 bin yıllarına tarihlenebilen Eski Tunç Çağı'na ait bir mezarlık alanı keşfettik. Bu mezarlık alanında kabaca yontulmuş dört blok taş ve üzeri sal taşıyla örtülerek yapılmış çok sayıda mezar var. Üzerinde bulunan seramik kırıklarından dolayı Eski Tunç Çağı'na ait olması gerektiğini düşünüyoruz" diye bilgi verdi.
Çemişgezek İlçesi'ne bağlı Cihangir köyünde de araştırma yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Bu köy, 19. yüzyılın sonunda adeta donmuş kalmış gibi. Köyde kitabeli iki tarihi çeşme, Osmanlı Dönemi'ne ait bir mektep mevcut. Bunların yanı sıra köydeki evler de oldukça tarihi ancak kayıt altına alınmayı bekliyor" ifadelerini kullandı.,
Yakın doğunun en büyük kaya tapınağıDaha önce Çemişgezek ilçe merkezinde bulunan in deliklerinde çalışma yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "Son çalışmada in deliklerinin ulaşılması zor olan kısımlarına gittik. Buranın esasen dört katlı ve beş bölümden oluşan Helenistik Dönem dediğimiz zaman diliminde kurulmuş büyük bir tapınak olduğuna yönelik kanaatlerimiz pekişti. Bey odası denilen yere girildi. Kaya koridorları metreleri bulan kaya merdivenleri arasında iletişim sağlayan büyük kompleks bir yapı. Burası, büyüklük açısından Anadolu'nun ve belki de yakın doğunun en büyük kaya tapınağı. 20-25 odadan oluşuyor. Çemişgezek, Erken Bizans Dönemi'nde Hierapolis diye anılan kutsallığı olan bir yerleşim. İn Delikleri, buraya neden kutsal şehir dendiğini de açıklayabilecek bir yer. Yine Çemişgezek Kale Mahallesi'nde Roma-Bizans Dönemi'ne ait sur duvarlarını görmek mümkün. Burası in deliklerinin karşısına düşüyor. Kale Mahallesi denilen bu yerde Ortaçağ öncesi kaya mezarları da mevcut. Az sayı da bulduğumuz seramik parçaları Geç Antik Çağ dediğimiz döneme ait. İn delikleri daha sonraki dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmış olabilir. Bazı odalarda grafiti denilen tarzda sonradan kazınmış Ermenice bir takım isimlere de rastladık. Anahit veya Anahita diye tapınım gören tanrıçanın bu bölgede tapınım gördüğünü tarihsel kaynaklarda doğrulamakta. Tapınak Tağar Çayı ile de ilişkili olduğundan burası su tanrıçası olan Anahit'e adanmış olabilir. Ama hangi tanrı veya tanrıçaya ait olarak yapıldığını şu anki verilerle söylemek mümkün değil. Buranın bir an önce koruma altına alınarak turizme kazandırılması ve gelecek kuşaklara sağlam bir şekilde aktarılması gerekiyor. Tehlike arz edecek kaya blokları için sağlamlaştırma ve çıkılamayan mekanlar için merdiven ve uygun bir yolun yapılması lazım. 1930'lu yıllarda yapılmış ahşap merdivenin yenilenmesi gerekiyor. Sonuç olarak burası tek tanrılı dinler ile tanışmadan önce kapladığı alan açısından Helenistik ve Roma Dönemi için önemli bir yer olduğu anlaşılmaktadır" diye konuştu.
Bölgenin her tarihi döneme ait maddi izler taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, önümüzdeki yıllarda da bu çalışmaları sürdürmeyi planladıklarını da kaydetti.
24.10.2017 17:03:17