Türkiye’de konutların sadece yüzde 53’ünde DASK var

Türkiye’de konutların sadece yüzde 53’ünde DASK var


- Afyonkarahisar Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Bekir Özerdem:
- “DASK zorunlu olduğu halde yaptırmıyorlar”
- “İnsanların başına bir şey gelmeden sigortanın önemini anlamıyor”

Hayati Kanat
AFYONKARAHİSAR (İHA) - Elazığ depremiyle önemi bir kez daha ortaya çıkan Doğal Afet Sigortası DASK’a tabi olan konutların yalnızca yüzde 53’ünün poliçe yaptırdığını belirten Afyonkarahisar Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Bekir Özerdem, insanların doğal afet karşısına çıkmadan sigortanın önemini anlamadığını kaydetti.
Afyonkarahisar Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Bekir Özerdem, DASK’ın 1999 yılında zorunlu hale geldiğini, ancak zorunlu olduğu halede sigortalılık oranının yüzde 53 olduğunu söyledi. Özerdem, “Deprem oldu DASK’ın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Dolayısıyla afetler yaşanmadan önce zorunlu deprem sigortası DASK’la olan kısmının ne denli önemli olduğu halk tarafından bilinçsiz. İnsanların başına depremle belirli felaketler geldi, ölümler oldu, maddi kayıplar söz konusu oldu bütün herkes sigorta poliçelerinin varlığını, onların var olduğu halde içeriklerine kilitlenmiş durumda. Şu gerçek 1999 yılında zorunlu hale gelen Doğal Afet Sigorta Kurumu’nun poliçesi DASK’a tabi olan yaklaşık 20 milyon konutun yüzde 53’ünün sigortalı olma gerçeğini yansıttı. Yani ülkede DASK’a tabi olan konutların yarısı sigortasız. Buda insanların başına bir şey geldiği zaman devletin eline bakılmasını işaret ediyor” diye konuştu.
“DASK zorunlu olduğu halde yaptırmıyorlar”
DASK zorunlu olduğu halde sigorta yaptırmayanların başlarına bir şey geldiğinde devletten bir şey beklememesi gerektiğini ifade eden Özerdem, “DASK poliçesinde zorunlu olduğu halde poliçeyi yaptırmayanlar kırsal kesimi ayrı tutuyoruz zaten kırsal kesimde DASK zorunluluğu yok, herhangi bir şey geldiği zaman sakın devletten bir şey beklemesinler. DASK poliçesi zorunlu olduğu halde DASK poliçesi yaptırmayanlara devletimiz yardım da etmesin. Sigortalılık oranı yüzde 53. Dolayısıyla devletin bu anlamda ciddi maddi kaygısı olacaktır. Bunun için DASK poliçesi olmayan konutlara devletin biz yardım etmesini uygun görmüyoruz. Devlet büyüktür, babadır mutlaka bir şekilde uzanacaktır, zorunlu DASK poliçesinden zorunlu ismini lütfen kaldırsınlar. Ya böyle bir yaptırım uygulansın zorunlu oldu olduğu halde sigorta yaptırmayanlar afete tabi tutulduğu zaman yardım edilmesin veya zorunlu siminin kaldırılmasını öneriyoruz şiddetle” dedi.
“İnsanların başına bir şey gelmeden sigortanın önemini anlamıyor”
Ülkenin deprem kuşağında olmasına rağmen sigortanın önemeni sadece doğal afet zamanlarında hatırladıklarını kaydeden Özerdem şu ifadelere yer verdi:
“Ülke olarak kaderci bir yapıya sahibiz. Bize bir şey olmaz. Annelerimizin, babalarımızın dualarıyla günümüz geçiyor. Deprem kuşağında olduğumuz halde de bu kaderci zihniyet maalesef devam ediyor. Doğal afetler yaşanmadan, insanların başlarına herhangi bir kaza bela gelmeden sigortanın önemi maalesef karşımıza çıkmıyor. Gelişmiş ülkelerde baktığımız zaman sigorta bilinirliği bir hayli fazla, ülkemiz gelişmiş olduğunu düşünüyoruz fakat sigorta bilinirliği zorunlu poliçelerde bile yok. Tabi buda düşündürücü bir hadise. Sigorta bilinirliğinin ekonomiyle alakalı olduğundan da sakın kimse bahsetmesin bunu da kabul etmiyoruz. Çünkü DASK poliçesi bugün 100 metrekare bir bina 150 lira pirime isabet ediyor. Bu 150 lirayı da insanlar 3 taksitte ödeme imkânına sahip. Konutun olduğu halde sen 150 lirayı 3 taksitte ödeyemiyorsan ve başına bir şey geldiği zamanda devletten ‘nerde bu devlet. Niye bana yardım etmiyor’ diye bekliyorsan bekleme kardeşim.”
Depremden evi yıkılanlara TOKİ olarak ev yapıldığından DASK sigortası olanların poliçeden yararlanıp yararlanmayacağı hususuna da açıklık getiren Özerdem, TOKİ’nin ayrı DSAK’ın ayrı olduğunu belirterek, TOKİ ev yapsa dahi DASK’ın depremden zarar görenlere ödeme yapacağını bildirdi. Özerdem, “Depremde yıkılan binaların DASK Poliçesi olanlarda DASK kurumu ilgili hasar sahiplerine binanın mal oluş bedeli civarında bir para ödemesi yapacaktır. 100 metrekarelik bir bina mevkiiye göre 250-300 bin lira bandında alınıp satılıyor. Ama DASK poliçesi olduğu anda, bina yıkıldığında 250-300 bin lira ödeme beklentisi kesinlikle DASK poliçe sahiplerinde olmasın. Nihayetinde deprem sonucunda yıkılan bina bittikten sonra toprak yerinde kalacak. DASK kurumu da o binanın maal oluş parasını ödeyecek. 150-200 bin lira değerinde olan bir binanın maliyeti tahmin ediyorum 80-90 bin bandındadır. DASK kurumunun depremden mağdur olanlara ödeyeceği parada bu anlamdadır. DASK poliçesine sahipsen ve deprem olduktan sonra evin depremden zarar gördüyse, poliçene karşılık bedeli alacaksın. TOKİ’de devlet büyüklük gösterip ilk önce konutları depremden zarar gören insanlara verme önceliği gösterecektir. TOKİ depremden zarar görenlere öncelik tanıyıp, DASK kurumu vermemezlik eder mi? yok öyle bir şey; DASK ayrı parasını öder TOKİ devlet imkânlarıyla ihtiyaç sahiplerine bir şekilde ev sahibi etmek için bir şekilde gerekli olan gayreti gösterecektir” diye konuştu.

12.02.2020 10:19:00