Haberal25-Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Macaristan’da düzenlediği basın toplantısında “İsveç de ileride yükümlülüklerini yerine getirirse o zaman otururuz, bakarız. Ama şu anda İsveç'in bu şartlarda NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan temaslarını sürdürüyor Bakan Çavuşoğlu Başkent Budapeşte'de Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin imzaladığı ilk anlaşmanın Macaristan ile dostluk anlaşması olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Bu anlaşmanın 100. yılı olan 2024'ü Türkiye-Macaristan Kültür Yılı olarak kutlayacağız. Şimdiden hazırlıklara başlıyoruz” dedi.
Başbakan Viktor Orban ile görüştüğünü kaydeden Bakan Çavuşoğlu, görüşmenin son deree verimli geçtiğini ve eğitim, konsolosluk gibi birçok konunun ele alındığını sözlerine ekledi.
“Bugün stratejik ortaklık düzeyindeki ilişkilerimizi geliştirilmiş stratejik ortaklık seviyesine çıkarma kararı aldık” diyen Bakan Çavuşoğlu, “Arkadaşlarımız bir taslak metin üzerinde çalışmaya başlayacaklar. Özellikle enerji, ekonomik işbirliğimize ve diğer alanlardaki işbirliğimize ilaveten güvenlik, savunma ve kültürün öncelikli konular olarak bu metinde yer alması konusunda da mutabık kaldık. Bu belgeyi de en kısa süre içinde imzalayacağız. İkili ticaret hacmimiz artıyor. Geçen sene yüzde 13 oranında bir artış oldu. 3.5 milyar dolara yaklaştık. Bu rakamı daha da bu rakamı daha da ileri hedeflere götürebiliriz. Larma ekonomik komisyonu toplantısının önümüzdeki süreçte daha verimli olması için iş forumu dahil her türlü yan etkinliklerle zenginleştirmek istiyoruz” ” ifadelerini kullandı.
Macaristan'da ile olan ekonomik işbirliğinin Afrika'daki projelerle de sürdüğüne dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, “Bazı Afrika ülkelerini, özellikle sağlık alanında, farklı alanlarda önümüzdeki süreçte birlikte desteklemeye devam edeceğiz” dedi.
“Azerbaycan'da çıkan gazın Macaristan ve bazı Güneydoğu Avrupa ülkelerine ulaştırılması için biz Türkiye olarak her türlü desteği vereceğiz”
Macaristan Dışişleri Bakanının İstanbul Gaz Forumu'na da katılacaklarını teyit ettiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Azerbaycan'da çıkan gazın önümüzdeki süreçte çıkartılacak ilave gazın Macaristan ve bazı Güneydoğu Avrupa ülkelerine ulaştırılması için biz Türkiye olarak her türlü desteği vereceğiz. Azerbaycan'la da bu konuda mutabık kaldık. Enerji işbirliğimizi daha da ileride güçlendireceğimize inanıyoruz” açıklamasını yaptı.
“Cumhurbaşkanımız savaşın bitmesi için de gece gündüz çabalarına devam ediyor”
Ukrayna'daki Savaşın göüşmelerde ele alındığını kaydeden Çavuşoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Özellikle savaşın bir an önce sona ermesi konusunda samimi çaba sarf eden bir ülkeyiz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın liderliğinde. Macaristan ve birçok sağduyulu ülke özellikle küresel güney dediğimiz ülkelerin de bir an önce bu savaşın sona ermesi konusundaki temennilerin de taleplerini de biliyoruz. Bize de iletiyorlar. Çabalarımızı daha da arttırmamız gerektiğini söylüyorlar. Savaşın mutlaka bir gün masada biteceğine de inanıyoruz. Çabalarımızı sürdüreceğiz. Fakat bu savaş devam ederken bile aslında diplomasinin işlediğini Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sarf ettiğimiz çaba ve kat ettiğimiz mesafelerle de göstermiş olduk. Bunlardan bir tanesi de Tahıl Anlaşması, esir takası. Aynı şekilde Zaparuca Nükleer Enerji Santrali'nde bir hadisenin, kazanın meydana gelmemesi için Rosatom'la Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki diyaloğun tesis edilmesi, birçok bilinen bilinmeyen görüşmeleri sağlamamız Türkiye'nin aslında diplomasinin savaş devam ederken bile işlediğini göstermesi bakımından önemli”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde önemli adımlar atıldığını kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “O nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızı Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermenizden dolayı dostumuz Atilla Tilki'ye de çok çok teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımız savaşın bitmesi için de gece gündüz çabalarına devam ediyor.
Sürekli iki liderlerde görüşüyor
İlkeli bir tavır sergiliyoruz savaş konusunda. Ama biz bu çabalarımızı devam ettirmezsek savaş daha da uzun sürebilir. Bunun da yansımaları hepimiz için olumsuz olur” ifadelerini kullandı.
“NATO'nun genişlemesini destekliyoruz”
Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, “Biz de Türkiye olarak tıpkı Macaristan gibi NATO'nun genişlemesini destekliyoruz. Bu başından beri Türkiye'nin pozisyonudur. Özellikle en son 200'de Bükreş Zirvesi'nden sonra aday olmak isteyen ülkelerin de adaylığı konusunda aynı tavrı sergiledik. Türkiye ayrıca NATO içinde NATO'nun birliğine ve güvenliğine en çok katkı sağlayan ülkelerin başında geliyor. NATO misyon ve faaliyetlerine en çok katkı sağlayan 5 ülkeden bir tanesi ve toplam bütçesine de en çok katkı sağlayan ilk 8 ülkeden bir tanesi” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye'nin güvenlik endişesinin karşılanmaması kabul edilemez”
NATO'nun iki konuyu tehdit gördüğünü kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Bunlardan bir tanesi Rusya, diğeri de terörizm” dedi. Bakan Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine yönelik soruyu şu şekilde yanıtladı:
” Finlandiya ve İsveç'in güvenlik endişelerini anlayabiliyoruz. O nedenle NATO'ya üye olmak istediklerini de biliyoruz. Ama bir taraftan o iki ülkenin güvenlik endişelerini anlarken Türkiye'nin güvenlik endişesinin karşılanmaması kabul edilemez. O da terörle mücadeledir. Maalesef bu terör örgütleri FETÖ, PKK, PYD özellikle İsveç'te yoğun bir mevcudiyeti var. Sadece mevcudiyet değil, çok faaliyet gösteriyorlar. Para toplama. Yani terörizmin finansmanı aslında bu. Aynı şekilde insan devşirme. Oralardan Irak'taki Kandil Dağı'na, Suriye'ye insan devşiriyorlar. Propaganda devam ediyor. Şimdi oturduk, müzakere ettik bir belge imzaladık, üçlü bir belge. Bu mutabakat muhtırasına göre bu iki ülke bu tür faaliyetleri ülkesinde durduracak. Biz ne fazlasını istiyoruz, ne azını istiyoruz”
“Finlandiya'ya başından beri daha pozitif baktığımızı söyledik”
“Finlandiya'yla göreceli olarak o kadar büyük sorunumuz yok” diyen Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Onlar da bazı adımlar attılar vr atacaklarını da söylüyorlar. Ama İsveç'e baktığımız zaman bu adımları atabilmek için ‘yasa değişikliğine ve anayasa değişikliğine gitmek zorundayız' dediler. Gittiler. Ama bu faaliyetler artarak devam ediyor. O zaman yasa değiştirmenin ne anlamı kaldı? Burada görülüyor ki siyasi irade lazım. Yeni hükümette bir önceki hükümete göre bu iradeyi görüyoruz Ama henüz daha adım atmadılar. Tam tersine son provokasyonlar, PKK, YPG'nin faaliyetleri, terör örgütünün propagandası, yine aynı şekilde finansmanı, insan devşirme, hepsi devam ediyor. Bunlar karşılanmadan bir ülkenin NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil. Bu partiler üstü bir konu. Dışişleri Bakanı Ankara'ya geldiği zaman meclise de gitti. Orada tüm partilerden aynı şeyi işitti. Yani bu konularda adım atmazsanız hiçbirimiz bu mutabakat, daha doğrusu üyelik protokolünü ‘onaylamayız' dediler. Bu tamamen güvenlik endişesiyle ilgili, terörle mücadele ilgili bir konu. Biz Finlandiya'ya başından beri daha pozitif baktığımızı söyledik. Sayın Cumhurbaşkanımız yine bunu söyledi. Ama NATO iki ülkenin üyelik sürecini birlikte götürmek istiyor. Bugüne kadar o iki ülke de böyle istediler. Eğer üyelik süreciyle ilgili bir karar verilirse, ayrı ayrı da değerlendirme konusunda Finlandiya'ya daha pozitif bakabileceğimizi bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız söyledi. Yani bizim derdimiz NATO'yu engellemek değil. Bizim güvenlik endişelerimiz karşılansın. Terörle mücadele karşılansın”
“NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil”
“Bizim inancımıza göre de antisemitizm de bir insanlık suçudur. Hristiyan düşmanlığı da insanlık suçudur. İslam düşmanlığı da insanlık suçudur” diyen Bakan Çavuşoğlu, “İnsanlık suçu olan eylem fikir ve düşünce özgürlüğü, eylem özgürlüğü gibi adlandırılamaz. Aynı yasalar Finlandiya'da da var. İsveç'te de var. Düşünce özgürlüğüyle ilgili hemen hemen aynı. Finlandiya diyor ki ‘ben izin vermeyeceğim' diyor. Çünkü bu nefret suçudur. İnsanlık suçudur. Irkçı bir yaklaşımdır. Bunlar Avrupa değerlerinde de açıkça ortadadır. Dolayısıyla bunları düşünce özgürlüğüne sokup da istediği gibi davranıp provokasyon yapabilirler anlayışı bizi hiçbir yere götüremez. Ancak kaosa götürür. Müslüman olarak farklı inançlara ve kutsal kitaplara aynı saygının gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir gün İsveç de ileride yükümlülüklerini yerine getirirse o zaman otururuz, bakarız. Ama şu anda İsveç'in bu şartlarda NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil” açıklamasını yaptı.
“Üçüncü toplantıyı iptal ettik, erteledik”
Takip mekanizması kurulduğunu kaydeden Çavuşoğlu, ”Belgeleri koyuyoruz önümüze. Hangi adımlar atıldı? Atılmadı buna bakıyoruz. Yani bu provokasyonlardan bağımsız bir şekilde bunları da değerlendiriyoruz. Üçüncü toplantıyı iptal ettik, erteledik. Brüksel'de olacaktı. NATO da görsün. Çünkü herkes kafadan bir şeyler söylüyor. Şeffaf olsun süreç. Dolayısıyla bu konuda biz tavrımızı en üst düzeyde de kayda geçiriyoruz” dedi.
"İki ülkenin de kabul edebileceği bir barış olması lazım
Bakan Çavuşoğlu, Ukrayna'daki savaşla ilgili soruyu ise şu şekilde yanıtladı:
“Biz başından beri savaşın sonlandırılması için gayret sarf ettik. Savaşın ilk aylarıyla şimd savaşın şartları, şu andaki şartları tabii çok farklı. Savaş uzadıkça daha da çetrefilleşiyor, daha da zor oluyor. Bir ateşkes, bırakın bir barışı, ateşkes zor. Ama biz başından beri bu savaşın herhangi bir savaşın kazananının olmayacağını söylüyoruz. Adil bir barışın da altını çizerek söylüyorum, adil bir barışın da kaybedeni olması. Bu savaşın da kazananın olmayacağını düşünüyoruz ve masada bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de çabalarımızı sarf devam ettireceğiz. Güven arttırıcı adımlar konusunda da devam ettireceğiz. Elbette Ukrayna'nın kendi topraklarını korumak için farklı ülkelerden aldığı yardımlar var. Tanklar konuşuluyor. Bazı ülkeler vereceğiz diyor, vermeyeceğiz diyor. Ama en önemlisi bir an önce adil bir ateşkes ve barışa doğru müzakerelerin başlatılması. Biz bundan tarfayız. İki ülkenin de kabul edebileceği bir barış olması lazım. İki ülkeyle de angajmana girmeden de bunun mümkün olmayacağını söylüyoruz. Tek taraflı dikte edilecek bir barışı, ne Ukrayna kabul eder, ne Rusya kabul eder. Gerçekçi olmamız lazım. Biz bu gerçekler temelinde çabalarımızı sürdüreceğiz”