ERDOĞAN'LA DOSTLUK BABAMDAN MİRAS
Türkiye'nin yöneticileriyle, özellikle de, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın ilişkilerinizin olduğunu biliyoruz. Nasıl bir ilişkiniz var?
Aslında bu dostluğu babamdan devraldım diyebilirim. Yakın ilişkimiz, babamın vefatından sonra başladı. Aramızda iyi bir arkadaşlığın var ve bu arkadaşlık iki devlet adamının ülkelerinin çıkarı için tesis ettiklerinin de ötesinde bir şey. Cumhurbaşkanı Erdoğan, benim gözümde diğer bütün politikacılardan ve devlet adamlarından çok farklı bir yere sahip.
BOSNA'YI ÖLÜM DÖŞEĞİNDE ERDOĞAN'A EMANET ETTİ
Aliya İzetbegoviç ve Erdoğan da oldukça yakın ilişki içerisindeydi.
Aliya, Tayyip Bey'le görüştüğünde tecrübeli ve akıllı bir devlet adamıydı. Gerek hapishane döneminde, gerekse savaş sırasında çok farklı insanları tanıma ve inceleme imkanına kavuşmuştu. İnsanların ruhunu iyi tanıyan ve ilk bakışta iyi ve kötü yönlerini, karakterlerinin güçlü ve zayıf noktalarını çıkarabilen birisiydi. Erdoğan'ın inancını, liderlik kapasitesini ve içindeki gücü ilk bakışta keşfetmişti. Ölüm döşeğinde, Erdoğan'ı çağırıp Bosna Hersek'i ona emanet etmişti. Bunu gerçekten ölüm döşeğinde, hasta yatağında yapmıştı. Erdoğan'ın son ziyaretinde, bütün gücünü toplamaya çalışmış ve istediği etkiyi bırakmak için gayret göstermişti. Nitekim, Erdoğan ziyaretinin ardından son derece mutlu ayrılmış ve rahmetli Aliya'nın iyileşiyor olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bu ziyaret Cumartesi öğleden sonra gerçekleşti ve babam ertesi gün öğleden önce ruhunu teslim etti.