Çanakkale Savaşları’nın en kanlı çarpışmalarının yaşandığı Zığındere’de şehitlerin kemikleri bu anıtın dibinde bulunuyor
Haberal25-‘Çanakkale Geçilmez’ destanının yazıldığı tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Çanakkale Savaşları sırasında en kanlı çarpışmalar Zığındere bölgesinde yaşandı. Çanakkale’de savaşan merhum Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, 1943 yılında 2. Kolordu Komutanı olarak Gelibolu’da bulunduğu sırada Zığındere’de şehit düşen askerlerin kemiklerini toplatarak anıt yaptırdı.
Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Çanakkale Savaşları sırasında en kanlı çarpışmalar Zığındere bölgesinde yaşandı. Çok şiddetli çarpışmalara sahne olan bölgede şehit askerlerin kemikleri ise yağmur ve yaşanan toprak kayması gibi doğa olayları nedeniyle zamanla gün yüzüne çıktı. Çanakkale Savaşları’nda savaşan Orgeneral Nuri Yamut, 1943 yılında 2. Kolordu Komutanı olarak Gelibolu’da bulunduğu sırada Zığındere’deki şehit askerlerin kemiklerini toplatarak, askerler anısına anıt yaptırdı. Zığındere’deki muharebelerde şehit düşen Türk askerlerine ait kemikler, anıt içinde bulunan ‘Şehidlik 1915’ yazılı kaidenin altına gömüldü.
Nuri Yamut Anıtı ile ilgili bilgiler veren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, “Gelibolu Yarımadası’nı gezdiğimiz zaman Zığındere bölgesinde halk tarafından Nuri Yamut Anıtı denilen bir anıt ile karşılaşırız. Bu anıt Nuri Yamut’un burada kendisi 2’nci Kolordu Komutanlığı yaptığı sırada yaptırdığı bir anıttır. Yoksa Nuri Yamut kendi parasıyla bu anıtı yaptırmadı. Kendisi Çanakkale Savaşları sırasında Zığındere bölgesinde görev aldı ve orada tabii Çanakkale Savaşları’nın en kanlı savaşları gerçekleşti. Hatta Çanakkale Savaşları içinde en çok zayiatın verildiği yer Zığındere bölgesindeki savaşlar olmuştur. Nuri Yamut, 2’nci Kolordo Komutanı olunca 2’nci Dünya Savaşı yıllarında burada beş tane tümen bulunuyordu. O tümen askerlerinin boş zamanlarında bir taraftan çeşitli faaliyetler gösterdiğini, bir taraftan yağmur yağdığında, toprak kayması gibi olaylar olduğunda yüzeye şehitlerimizin kemikleri çıkıyordu. O kemikleri toplatarak orada bir anıt yapılmasını Milli Savunma Bakanlığına teklif etti. Asım Kömürcüoğlu tarafından planı yapılan bugün Zığındere Anıtı olarak bilinen anıtın yapıldığını görüyoruz. Nuri Yamut kendisi halk arasında çok sevilen bir kişiydi. Daha sonra da kendisi iki dönem milletvekili olarak parlamentoya da girdi. 27 Mayıs’a kadar da orada görev yaptı. 27 Mayıs sonrasında ise tutuklanınca cezaevindeyken rahatsızlandı. Kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti. Halk arasında özellikle Nuri Yamut’un döneminde yapılması nedeniyle bu anıt Nuri Yamut Anıtı olarak bilinmektedir. Halbuki gerçekte şöyle olması lazım; Zığındere Şehitler Anıtı. Altına da bir plaket yazarak, ’Orgeneral Nuri Yamut tarafından yapılmıştır’ ibaresinin bulunması tarihi açıdan daha gerçekçi olacaktır” dedi.
Dr. Atabay, sözlerine şöyle devam etti:
“Orada kemikleri bulunan ve daha sonra da oraya gömülen muhtelif sayıda askerden söz ediliyor. Bu rakamları 12 bine kadar çıkaranlar var. Tabii ki anıtın büyüklüğüne baktığımız zaman bu rakamın bu şekilde olması mümkün değil. Tahminen orada 2 bin civarında askerin kemiklerinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Bir de tabii Nuri Yamut’un özellikle o anıtı yaparken kendi evini satarak yaptığı şeklinde halk arasında bir inanç var. Bununla ilgili olarak özellikle Nuri Yamut’un mal varlığıyla ilgili belgeleri incelediğimizde böyle bir evin satıldığı ya da böyle bir evin olduğu konusunda bir kayıta rastlamadık. O nedenle bunun halkın tamamen Nuri Yamut’u sevmesiyle ilgili olarak ortaya atıldığını söylemek gerekir.”
Zığındere Şehitler Anıtı
Çanakkale Savaşları sırasında Gelibolu Yarımadası’nda savaşan Nuri Yamut, 1943 yılında 2. Kolordu Komutanı olarak Gelibolu’da bulunduğu sırada Zığındere’de şehit düşen askerler anısına Zığındere Şehitler Anıtı’nı yaptırdı. Anıtın ismi ise resmi kayıtlara “Nuri Yamut Anıtı” olarak geçti. Zığındere bölgesinden toplanan şehitlerin kemikleri anıtın ortasında bulunan mermer lahdin altına gömüldü. Anıtın iç kısmında bulunan mermer levhaya ise “Şehitlik 1915” yazıldı. Anıtın yüksekliği 8,5 metre olup, kaidesi 17x15 metredir ve bin 555 metrelik bir alanı kaplamaktadır. Etrafı duvarlarla çevrili ve içinde çam ağaçları bulunan bir bahçesi olan anıtın mimarı Asım Kömürcüoğlu’dur.
Orgeneral Nuri Yamut kimdir?
Nuri Yamut, 1890 yılında Selanik’te doğdu. 1905 yılında Manastır Harp Okulu’na girdi. 1908 yılında teğmen rütbesi ile Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1909
yılında İstanbul’da çıkan 31 Mart hadisesi üzerine taburu ile İstanbul’a gelerek 1911 yılına kadar kaldı. 14 Ekim 1911 tarihinde üsteğmen oldu. 50. Alay 3. Bölüğü’ne tayin edildi. 1912 yılında Balkan Savaşları sırasında Manastır 6. Kolordu 50. Alay 3. Bölük’te görevli bulunduğu sırada Komanova Muharebeleri sırasında hastalandı. Manastır’ın işgali ile esir düştü ve Sırbistan’a sevk edildi. Esaret dönüşü 19 Ağustos 1913’te Edirne’deki Mürettep 8. Kolordu’ya tayin oldu. Buradan Harp Akademisi’ne girdi. Bir yıl okuduktan sonra eğitimini yarıda bırakarak, Birinci Dünya Savaşı’na katıldı. 21 Temmuz 1914 tarihinde İşkodra Tümeni mülhaklığına tayin edildi. Bu tümenle dört ay Asya Grubu’nda, yedi ay Çanakkale’de Zığındere’de savaşlara katıldı. Burada Çolak Faik Paşa’nın emrinde savaştı. Bir sene kıdem ve bir harp madalyası aldı. 1916 yılı Mayıs ayında tümeni ile birlikte Kafkas Cephesi’ne gelerek, Ognut bölgesinde ve aynı senenin aralık ayında Çapakçur’daki 2. Kolordu Harekât Şubesi’nde görev yaptı. 1916 yılı Temmuz ayında Ruslarla yapılan Gönük Boğazı Muharebesi sonucu dokuz ay harp kıdemi ile taltif edildi. 1 Mart 1917 tarihinde yüzbaşılığa terfi etti. 1917 yılı Ağustos ayında 6. Ordu ile Irak Cephesi’ne gönderildi. Burada 18. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar (Eğilmez) Bey’in emrinde Harekât Şube Müdürü olarak savaşa katıldı. 17 Haziran 1918 tarihine kadar burada görev yaptı. Bu süre içinde Cebel-ü Hamreyn Muharebesi’ne katıldı. 11 Nisan 1918 tarihinde Gümüş Liyakat Madalyası ile ve 11 Ekim 1918 tarihinde de Alman Demir Salip Nişanı ile taltif edildi. 22 Haziran 1918 tarihinden itibaren 14. Tümen Kurmay Başkanlığını vekâleten yürüttü. 8 Mart 1919 tarihinde eksik kalan tahsilini tamamlamak üzere Harp Akademisi’ne girdi. Tahsilini tamamladıktan sonra 8 Ocak 1921’den itibaren Harp Tarihi Şubesi’nde istihdam edildi. 2 Şubat 1921 tarihinde İstiklal Savaşı’na katılmak üzere İnebolu üzerinden Anadolu’ya geçti. Kocaeli Harekât Şubesi’ne memur edildi. 1 Mart 1921’de binbaşı oldu. İkinci İnönü Savaşı’na 7. Piyade Tümeni Kurmay Başkanı olarak katıldı. Eskişehir-Kütahya Muharebelerine, Sakarya Meydan Savaşı’na katıldı. Çatalkaya mevkiinde yaralandı. Muharebe Gümüş İmtiyaz ve daha sonra da İstiklal Madalyası ile taltif edildi. Büyük Taarruza iştirak etti. Fevkaladeden olmak üzere 31 Ağustos 1922’de yarbaylığa yükseltildi. Cumhuriyetin ilanından sonra 1935 yılına kadar çeşitli karargâh ve birlikler ile Afganistan’da görev yaptı. 1935 yılında tuğgeneral, 1936 yılında tümgeneral, 1939 yılında korgeneral ve 1945 yılında orgeneralliğe yükseldi. 1931-1932 yıllarında Konya’da 5. Tümen’de, 1934 yılında Sarıkamış 9. Tümen Tugay Komutanlığı’nda, 1935-1937 yıllarında 9. Tümen Komutanlığı vekâletinde, 1938-1944 yıllarında önce 2. Kolordu Komutanlığı vekâletinde, sonra korgeneral olarak Kolordu Komutanlığı’nda Balıkesir ve Gelibolu’da, 1944 yılında İzmir’de 12. Kolordu Komutanlığı’nda, 1945-1949 yıllarında orgeneral rütbesi ile Balıkesir 2. Ordu ve İstanbul 1. Ordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. 3 Ocak 1949 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atandı. 1 Temmuz 1949 tarihine kadar aynı zamanda Genelkurmay Başkan Vekilliği görevini de yürüttü. 1950 seçimlerinden sonra Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Bakanlar Kurulu tarafından 6 Temmuz 1950 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğan, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Mehmet Ali Ülgen, Jandarma Genel Komutanı Korgeneral Nuri Berköz, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İzzet Aksalur, Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Asım Tınaztepe, İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Muzaffer Tuğsavul, Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Mahmut Berköz gibi pek çok üst düzey komutan emekli edildiğinde sadece bu işleme tabi tutulmayan Kara Kuvvetleri Komutanı Nuri Yamut, Genelkurmay Başkanlığı’na getirildi.