Cumhurbaşkanı Erdoğan Polis Teşkilatı'nın 171 yaşı için düzenlenen törende açıklama yaptı. Vatanın bölünmezliğine kast edenlerle ilgili "Ya baş eğecekler, ya baş verecekler" diyen Cumhurbaşkanı, "Karşınızda güvenlik güçlerimizi bulursunuz" dedi.
TEK VATANIMIZ VAR
"Tek vatanımız var. 780 bin km2'yle tek vatan. Kimseye operasyon yaptırmayız. Yapmaya kalkanlar öderler ve ödemeye devam ederler. Dördüncüsü tek devlet, bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Yok paralel devletmiş, şu devletmiş, bu devletmiş. Bizim kitabımızda yok. Bu devlet bizim tesis ettiğimiz, inşa ettiğimiz, ihya etmeye çalıştığımız yapının ta kendisidir. Siz milletin birliğine, bayrağın değerlerine, vatanın bölünmezliğine kast ederseniz, karşınızda güvenlik güçlerimizi bulursunuz.
YA BAŞ EĞECEKSİNİZ YA BAŞ VERECEKSİNİZ
Ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz. Hakimiyet kurmaya kalkarsanız, bu bedeli ödemeyi de göze almak zorundasınız. Ben elimde silahımla, bombamla, patlayıcılarla, büyükşehirlere saldırıp canlı bombalarla her türlü eylem yapayım. Devlet bana karışmasın. Ee, başka? Benim girdiğim binalara girilmezse bir şey olmaz. Böyle bir anlayış dünyanın neresinde görülmüş, böyle bir şey olabilir mi? Onların malum, neymiş, STK'larıymış. Raporlar yayımlamışlar. Bir defa bu raporları yayımlayanların ayrıca üzerine gidilmesi lazım. Neyin raporunu yayımlıyorsun ya?"
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"Temmuz ayından bu yana 153 polisimizi şehit verdik. 1000'in üzerinde gazi polisimiz var. Canını ortaya koyan polislerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Polisimizin içinde de yanlış yola sapanlar çıkabiliyor. Bunlar üzerinden tüm teşkilatın suçlanması asla kabul edilemez. Haksız yere polislerimizi yıpratmaya, onların fedakarlığını küçük görmeye kalkan herkes önce beni karşısında bulur. Dolayısıyla sizin meseleniz benim meselemdir. Size yapılan saldırı, bana yapılmış saldırıdır. Sizlerden görevlerinizi, arkanızda Cumhurbaşkanı'nın, hükümetin, devletin olduğunu bilerek yürütmenizi istiyorum. Çürük elmalar üzerinden bütün polis teşkilatının suçlaması kabul edilemez.
PARALEL YAPI ÜLKEMİZİ UÇURUMUN EŞİĞİNE GETİRDİ
Paralel Devlet Yapılanması adı verilen bir şer örgütü, özellikle emniyet ve adalet teşkilatları içindeki mensupları aracılığıyla ülkemizi uçurumun eşiğine getirdi. Geriye dönüp baktığımızda, ülkenin ve milletin başını ağrıtan pek çok musibetin gerisinde bu yapının elemanlarının parmak izlerini, ayak izlerini görüyoruz.
TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK BAYRAK
Yerli ve milli yeni bir polis teşkilatı inşa ediyoruz. Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan anlayaşımızla geleceğe yürüyeceğiz. Türk milleti derken bunun içinde Kürt, Abaz, Çerkes, Boşnak vardır.
Teröriste terörist diyemedikleri için zırvalıklara sığınanlar dökülen her damla kandan sorumludur.
BAŞKASININ CANINA VE MALINA KAST EDEN KİŞİNİN VİCDANI OLAMAZ
İster hırsız, ister katil, ister terörist olsun, başkasının canına ve malına kast eden kişinin vicdanı olamaz. Sizler bu vicdansızlarla mücadele ederek devlet olmanın temel gereği olan toplumun güvenlik ve adalet ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunuyorsunuz.
Daha yapılacak çok iş olduğunu biliyorum. Emniyet teşkilatını kendi hiyerarşisi içinde hukuk devletine hizmet eden bir yapı haline getirmede yanınızda olmayı sürdüreceğim. Biz sadece Allah'a kul olmayız. Sakın kula kul olmayın.
PAÇAVRALARINI GİTSİNLER TABUTLARINA SERSİNLER
Bizim bayrağımız hiçbir bayrağa benzemez. Orada renk, şehidimizin kanıdır, hilal, bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız, şehidimizin ta kendisidir. Öyle paçavralarla, şunlarla, bunlarla asla... Onlar paçavralarını gitsinler tabutlarının üzerine sersinler. Biz ise bayrağımızı şehitlerimizin tabutunda kullanırız.
NEYİN RAPORUNU YAYINLIYORSUN?
(Güneydoğu ile ilgili rapor hazırlayan STK'lar) Ben elimde silahımla bombamla, patlayıcılarla, canlı bombalarla her türlü eylemi yapayım, devlet bana karışmasın! Böyle bir anlayış dünyanın neresinde var? Geçenlerde onların malum STK'larıymış...
Bir araya gelmişler raporlar yayımlamışlar. Bu raporları yayımlayanların üzerine gidilmesi lazım. Neyin raporunu yayımlıyorsun? benim vatandaşlarım için tehdit oluşturan, devletin tüm imkanlarını bu yolda kullananlar karşılarında bu devleti bulacaklar. Bundan çıkış yoktur.
İnsana, insan haklarına, hayata değer veren bir milletiz. Ama bu demek değildir ki, varlığımıza, birliğimize kastedenlere eyvallah diyeceğiz. Asla.
KARŞILARINDA BU DEVLETİ BULACAKLAR
Benim ülkemde tehdit oluşturan ve bölgemi parçalayan, hendekler açan, devletin belediyeye gönderdiği mali desteğini kalkıp da dağa gönderenler karşılarında bu devleti bulacaklardır. Bunu yapacağız. Teröriste, terörist diyemedikleri için bu saçmalıklara zırvalayanlar dökülen kana ortaktır.
Sözde siyasetçiler polislerimize küfrederken onlar sabrettiler. Onlar sabır abidesi oldu, diğerleri küfür abidesi.
ABD'DE POLİS ŞİDDETİ
Geçenlerde ABD'de polis şiddetini gösteren bir video gösterisi yaptı arkadaşlar. O görüntünün tek bir tanesi ülkemizde yaşansa, sizi de, bizi de perişan ederler. Başbakanlığım döneminde bu ülkede işkenceyi ortadan kaldıran bir siyasetçi olmama rağmen şahsıma demediklerini bırakmadılar.
BATI'NIN ALDIĞI ÖNLEMLERDEN BİRİNİ ALSAK DÜNYA AYAĞA KALKAR
Batı'nın bakınız, terör tehdidine karşı aldıkları önlemlerinin onda birini biz alalım, dünyayı ayağa kaldırırlar. Batı'da yaşayan insanlar terör tehdidine yahut saldırıya maruz kalınca her önlem mubah da, biz alınca neden ölçüler değişiyor.
Yatıyorlar kalkıyorlar Brüksel ve Paris diyorlar, Ankara'yı ve Lahor'u neden söylemiyorlar? Çok manidar.
POLİSLERİMİZE KÜFÜR
Karakollarımız korkulan, ürkülen yer olmaktan çıktı, istisnaları bir kenara koyalım, bir şefkat kapısı haline geldi. Polislerimiz hukuk devleti ilkesine uygun olarak en nazik şekilde görev yapmasına rağmen, kimi zaman sözde siyasetçiler polislerimize küfrederken, saldırırken onlar sadece kalkanlarını tutmak suretiyle sabrettiler. O küfredenleri dövebilirlerdi de, dövmediler. Sabrettiler. Onlar sabır abidesi oldu, öbürleri ise küfür abidesi oldular. Kimi zaman meslek kuruluşu temsilcisi kimliğiyle, başka sıfatlarla üzerinize nasıl gelindiğini görüyorum.
SİZLERİN NASIL ÜZERİNE GELİNDİĞİNİ TAKİP EDİYORUM
Kimi zaman meslek kuruluşu temsilcisi kimliğiyle, kimi zaman başka sıfatlarla sizlerin üzerine nasıl gelindiğini biliyorum, görüyorum, takip ediyorum. Terör örgütünün güdümündeki partinin özellikle milletvekillerinin, dokunulmazlık zırhlarının arkasına sığınarak polislerimizi nasıl tahkir ve tahrik ettiklerini, onlara nasıl hakaret ettiklerini üzüntüyle izliyorum.
Benim de içim içime sığmıyor. Onun için sabrediyoruz, sabretmeye devam edeceğiz. Ama sabrederken bir taraftan ülkemizin içindeki bu sıkıntıyı da bir an önce aşarak evelallah o arzuladığımız günleri de inşa edeceğiz.
Ana muhalefet partisinin edep, ahlak yoksunu bir takım mensuplarının sizlere yönelik bir takım densizliklerine de şahit oluyor. Hani Hz. Mevlana, "Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar" diyor ya, bu kişilerin içi de nefret, husumet, çirkinlik dolu olmalı ki, sizin karşınızda da onları döküyor. Siz devleti temsil ediyorsunuz, onlar istedikleri kadar debelensinler. Siz vakur bir şekilde milletin sizden beklediği vazifeyi yerine getirmeye devam edin. Unutmayın, en büyük hakem millettir, büyükler büyüğü Allah'tır.
ARKAMDAN NİYE BAŞKA TÜRLÜ KONUŞUYORSUNUZ
Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye bölgesindeki hadiselerin hiçbirine gözlerini kapatma, bigane kalma hakkına sahip değildir. Çünkü ülkelerimiz arasındaki sınırlar başkadır. Bu insanlarla kardeşlik hukukumuzu belirleyen sınır bambaşkadır. Suriye'de her gün varil bombaları ve en ağır silahlarla katliama uğrayan kardeşlerimize sahip çıktık, devam ediyoruz.
Bu insani dram karşıda Türkiye'nin tüm insanlığın onurunu kurtardığı, uluslararası toplantılarda, ABD'de kimiyle ayak üstü sohbetlerde dedikleri ne biliyor musunuz; "Sizin bu yaptığınızı kimse yapamaz. 3 milyon insan ev sahipliği yapıyorsunuz." İyi güzel de, arkamdan niye başka türlü konuşuyorsunuz. Ses çıkmıyor. Bunlar böyle. Biz yaptıklarımızı onlar memnun olsun diye yapmıyoruz. Güzel bir kelam-ı kibar var ya; "At denize, balık bilmezse, halik bilir." Rabbimiz her şeye şahittir. Bu millet alan el olmaktan çıktı elhamdilülah veren el oldu. 13 yıl önce alan eldik. IMF para verirse bir şeyler yapacağız, vermezse ne yapacağız. Bu soruyu soruyorduk. Şimdi IMF'ye dahi yardım etme konumuna gelen bir ülke olduk. MB rezervlerini güçlendirdik, gücümüzü buradan almak suretiyle, acaba AB bize para verir mi, buna bakmadık. 10 milyar dolar içerideki resmi yardımı verdik Suriyeli kardeşlerimize. 3 milyon insan hamdolsun bizim bütçemizden besleniyor.