AK Parti İl Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk siyasetinin öznesinin AK Parti olduğunu ifade ederek, "Türkiye'de her yerde miting yapabilen Ak Parti'dir. Onlar sadece nesne. Bugün 3 partinin söylemlerine bakın. Birbirlerine karşı safta durduklarını iddia eden HDP ve MHP dahi, birbirlerine karşı bir şey söylememeye özen gösteriyorlar. Hep birlikte AK Parti'ye yöneliyorlar. Gerilerindeki üst akılın ve onları yönlendirenlerin temel hedefi Türkiye'nin ikinci büyük istikrar dönemini dumura uğratmak. Bütün partilerin seçim beyannamelerine bakın. Teklifleri nedir? Popülist tavırlar dışında, 90'lı yılların önermeleri. Kısa dönemli koalisyon çabaları. Ama hiçbir şekilde vizyonla gelmediler" dedi.
TÜSİAD'A ÇAĞRI
Davutoğlu, TÜSİAD'ı da muhalefetin asgari ücret vaatleri hakkında açıklanma yapmaya çağırdı. Başbakan, "Her fırsatta açıklama yapan TÜSİAD çıksın asgari ücret konusunda açıklama yapsın" dedi. Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'na da şu göndermeyi yaptı:
"Kılıçdaroğlu'nun elini tutan yok. İzmir Büyük Şehir Belediyesi işçilerine asgari ücreti artırsın."
YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
Davutoğlu, yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusuna da değinerek, "Vatandaşlık ve millet tanımı net. İnsan onurunu barındıran, başkanlık sistemini ele alan yeni anayasa en önemli madde. Milletin yazdığı yeni bir anayasayı öyle veya böyle inşa edeceğiz. Herkes kendi anayasa metnini ortaya koysun. Biz koyduk. CHP ne düşünüyor, MHP ne düşünüyor? Hangi sistemi savunuyor bunları açık net şekilde ortaya koymaları lazım" diye konuştu.
HDP'YE YÖNELİK SALDIRILAR
HDP'ye yönelik saldırıları kınadığını ve faillerin bulunması için talimat verdiğini belirten Başbakan Davutoğlu, "Van, Ağrı ve Siirt'te milletvekili adaylarımız doğrudan saldırıya uğradı. Biz diğer siyasi partilere yapılan saldırıları kınadık ama onlar AK Parti'ye karşı yapılan şiddeti kınamadılar" dedi. AK Parti'ye kapatma davası açıldığında da o dönem muhalefet partilerinden tek bir itiraz yükselmediğini hatırlattı. Davutoğlu, buna rağmen hiçbir AK Parti'linin sokağa dökülmediğini, gerginlik çıkarmadığını anlatarak, "2008 yılında hakkımızda kapatma davası açılmasına rağmen tek bir AK Parti'li şiddete tevessül etmedi. AK Parti teşkilatları hiçbir zaman şiddetin tarafı olmadı, olmayacak" diye konuştu.
"Hangi partiye saldırı olursa biz bunu demokrasiye yapılan saldırılar olarak kabul ederiz" diye devam eden Başbakan, "HDP-MHP ve CHP saldırılardan dolayı bir ağız olmuş saldırıları AK Parti yaptı diyor.
Kazanacağımız bir seçime giderken neden toplumda kutuplaşmalara sebep olacak eylemlere yönelelim. Ülkenin kaosa ve kriz ortamına sürüklenmesine izin vermeyiz. Ülkeyi vandallara, şiddet yanlılarına terk etmeyiz" ifadelerini kullandı.
YENİ DÖNEMİN EN BÜYÜK HEDEFİNİ AÇIKLADI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde de demokrasi ile ilgili iddiamız net ve açıktır. En büyük hedefimiz, güçler ayrılığı prensibi üzerine oturan, bu çerçevede başkanlık sistemini ele alan yeni bir anayasa" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, seçim kampanyasının neredeyse yarısında olduklarını belirterek, 81 vilayette miting yapmayı düşündüklerini ifade etti. 40 vilayetin tamamlanmasının ardından İstanbul mitinginin yapıldığını söyleyen Davutoğlu, şu ana kadar gittikleri her ilde büyük bir katılımla tarihi nitelikte toplantılara şahitlik ettiklerini ifade etti. İkinci aşamaya geçerken önümüzde 20 günden az bir süre kaldığı için topluca istişare yapmanın faydalı olacağı kanaatinde olduklarına dikkati çeken Davutoğlu, "Özellikle son günlerde muhalefet partilerinin yoğun bir şekilde tahrihkar bir tutum içine girdiğini görüyoruz. Birçok yerde il binalarımıza, milletvekili adaylarımıza yapılan saldırılar söz konusu oldu. Ağrı'da, Van'da, Siirt'te doğrudan milletvekili adaylarımızın otobüsleri ve kendileri hedef edinildi. Biz, Erzurum'da ilk mitingimizi yaptığımızda, o zaman daha hiçbir muhalefet partisi mitinge başlamamıştı. Ben oradan bir çağrıda bulunmuştum. Gelin bu seçim, kampanya dönemini barış ve demokrasi şölenine dönüştürelim. Her yerde bütün değerler birbirlerine saygılı olsunlar, hakarete varan ifadeler kullanmasınlar. Güzel bir örnek teşkil edelim. Bütün AK Parti teşkilatlarına talimat mahiyetinde bir mesaj da iletmiştim, kim ne yaparsa yapsın AK Parti her zaman meşru zeminde olacak, AK Parti her zaman siyasette ahlak dilinin sözcüsü ve öncüsü olacak ama maalesef son iki hafta içinde yaşadıklarımız, ne zaman AK Parti adayları, binaları saldırıya uğrasa diğer partilerden tek bir destek mesajı gelmedi. Tek bir parti lideri dahi çıkıp bu saldırıları kınamadı. Ne zaman herhangi bir partiye dönük küçük bir saldırı veya ifade olmuşsa anında hem ben hem ilgili arkadaşlarımız bunu kınadık. Mitinglerde karşılıklı saygının egemen olması için genel başkanlar yuhalandığı zaman buna izin vermeyeceğimi söyledim. Buna mukabil maalesef, muhalefet liderleri, her mitingde hakareti aşacak tutumlarla, tahrihkar tutumlarla Sayın Cumhurbaşkanımıza, bana, bütün teşkilata hakaretlerle kampanya dönemini yürütmeye çalıştılar" şeklinde konuştu.
"BİZ HER ZAMAN SİYASETTE EDEBİN, HAYANIN SÖZCÜSÜ OLDUK"
"Biz her zaman siyasette edebin, hayanın sözcüsü olduk" diyen Davutoğlu, "AK Parti teşkilatları hiçbir yerde gerginliğin tarafı olmayacaktır. Süreç içinde seçime gitme konusunda alınacak her türlü tedbiri alacağız. Bütün teşkilatlara bu anlamda gerekli mesajları verdik. Gönlü başka partilere oy verme niyetinde olmuş olan vatandaşlarımızı da içine katarak onlara da seslenerek, 'Hangi partiye nerede bir saldırı olursa biz bunu bütün partilere ve Türk demokrasisine yapılmış saldırı olarak görürüz. Onların görüş ayrılıklarımız olsa da diğer muhalefet partisi liderlerinin ya da teşkilatlarının güvenliği, onuru bizim için korunması gereken asli hususlardır. Bu konuda hükümet olarak her türlü tedbiri aldık, almaya devam edeceğiz. Hal böyle iken, özellikle son iki gün içinde Adana ve Mersin'de HDP binalarına yapılan saldırılardan hareketle yapılan yorumlar bu saldırıların arkasındaki güçlerin neyi planlamak istediğini açık şekilde ortaya koyuyor. O olaylar olduğu anda bunu şiddetle telin ettik. İçişleri Bakanlığımız, emniyet birimlerimizle yoğun bir şekilde faillerin bulunması için çalışmalar sürdürülüyor. Bugün İçişleri Bakanımızdan bu anlamda kapsamlı bir brifing aldım. Faillerin bulunması için de her türlü çalışmanın yapılma talimatını bir kez daha verdim. Biz bu tepkiyi gösterirken, bir baktık HDP Eş Başkanı bunun sorumlusunun hükümet, hatta hükümetin de ötesinde Cumhurbaşkanımız olduğuna dair hiç nesnel olmayan, seçimlere bir anlamda öfke ve kutuplaşma virüsü bulaştırmaya çalışan bir yaklaşım sergiledi. Hemen onu takiben sanki HDP ve MHP perde gerisinde paslaşıyormuş gibi onlar da bu konuya katılıp AK Parti'nin bu saldırıların arkasında olan yaklaşımda bulundular. Kılıçdaroğlu, olay üzerinden birkaç saat geçmeden partimizi suçlayan açıklamalarda bulundu" dedi.
"HİÇBİR ŞEKİLDE ÜLKEMİZİN KAOS ORTAMINA SÜRÜKLENMESİNE İZİN VERMEYİZ"
13-14 yıllık geçmişi içinde AK Parti'yi hiçbir şiddet gerilimi içinde kimsenin görmediğini belirten Davutoğlu, "Önümüzdeki seçim sürecinde de hiçbir AK Partili seçim sürecini şüpheye düşürecek herhangi bir eylem içinde olmayacaktır. Bu tablo açık bir şekilde gösteriyor ki karşımızda bir koalisyon kurma iddiasını gerçekleştiremeyecekler olanlar muhalefette bir koalisyon kurmuş görünüyorlar. Tek hedefleri AK Parti'nin güç kaybetmesi. Biz bu tuzaklara gelmedik, şimdi de gelmeyeceğiz. Her yerde başınız dik bir şekilde Türkiye'de demokrasiyi, meşruiyeti savunmaya devam edeceksiniz. Hiçbir yerde herhangi bir gerginliğin tarafı olmayacaksınız, bize dönük tehdit, şantaj söz konusu olduğunda da bu şantajlara, tehditlere karşı da dimdik duracaksınız. Bugün sabah dahi Mardin'de parti binamıza saldırı oldu. Birileri 'AK Parti'ye oy verirsen şu veya bu şekilde şiddete maruz kalırsanız' diyorsa, bir kez daha bu sefer Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak ifade ediyorum 7 Haziran öncesinde, sonrasında hiçbir şekilde ülkemizin kaos ortamına sürüklenmesine izin vermeyiz, her türlü tedbiri alırız ama bu ülkeyi şiddet yanlılarına, vandallara terk etmeyiz. Etmedik, etmeyeceğiz" diye konuştu.
Şu anda Türk siyasetinin öznesinin AK Parti olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye'de her yerde miting yapabilen AK Parti'dir. Bunlar ise nesne. Nasıl nesne? Bütün önermeleri, sadece AK Parti'yi takip etmeye dönük. Sayın Bahçeli'nin bundan iki ay önce bir sözü olmuştu, 'Sizi ensenizden takip edeceğiz' gibi. O bile bütün siyasetlerinin bizi takip etmek üzerine olduğunu gösteren bir ifade, bir itiraf aslında. Kendi yolunda yürü, benim ensemde ne arıyorsun? Kendi yolunda yürü. Hayır, onu bile yapamadılar. Diğer liderlerin miting programlarına bakın, Türkiye'nin belli bir köşesine sıkışmış durumdalar. Benim gittiğim programları ve gideceğim programları takip etmesi lazım ama edemez, çünkü politikaları nesne siyaseti. Ümit ediyorlar ki şiddet dilini artırarak AK Parti'ye dönük toplumsal tepki alanı oluştursunlar, bunu hiçbir zaman yapamayacaklar. AK Parti milletten vücut bulmuştur" dedi.
"BİZ GELDİĞİMİZDE KEMAL DERVİŞ BÜTÜN TARIM DESTEKLERİNİ KESMİŞTİ"
Davutoğlu, eğitim, sağlık, enerji, ulaşım alanında AK Parti'nin yaptığı icraatlar hakkında bilgi vererek, "Biz geldiğimizde Kemal Derviş bütün tarım desteklerini kesmişti. Enerjide, devrim mahiyetinde atılımlar yaptık. Bütün alanlarda, toplum kesimini, çiftçiyi, emekliyi tatmin eden hamleler yaptık. İkinci atılım döneminden kastettiğimiz, biz konjönktürel bir parti de değiliz. Halktan emanetin hakkını veriyorsak bizimle devam edin, emanete haksızlık yaptığımızı düşünüyorsanız bize hesap sorun. Birileri, Adnan Menderes'in Yassıada'da ya da Mursi'nin bugün Mısır'da gördüğü hesabı bizle görmek isterse o zaman 'Elif' gibi bu makamların karşısında dururuz" dedi.
Yeni Anayasa konusuna da değinen Başbakan Davutoğlu, "Nasıl tanzim edilecek bunu birlikte konuşalım. Karşımızda sistematik bir vizyon yok. Önümüzdeki dönemde de demokrasi ile ilgili iddiamız net ve açıktır. Bizim dönemimizin adı; yeniden inşa dönemidir. Yeni binanın demokratik anlamda inşası, insan onurunun korunduğu ve bu özgürlüklerle insan onurunun yeni sivil anayasamızın temel alanı olduğu yepyeni bir dönemi işaret ediyoruz. En büyük hedefimiz, Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda olduğu gibi kısa, öz, vatandaşlık, millet tanımı net, her şeyin temelinde etnik ve mezhep ayrımı gözetmeden insan onurunu barındıran güçler ayrılığı prensibi üzerine oturan, bu çerçevede başkanlık sistemini ele alan, bu çerçevede Türkiye'nin bütün idari yapısını tekrar inşa edecek olan yeni bir anayasa. Yeni sivil, özgürlükçü bir anayasa" şeklinde konuştu.