Hendek kazıp barikat kuran PKK'lılar için "arkadaşlar" diye hitap eden, devlete "katil" diyen akademisyenlere sahip çıkan CHP lideri, partisinin kurultayında da halkın seçtiği cumhurbaşkanına seviyesiz bir üslup ile yüklenerek haddini aştı. Adında "halk" olan partinin genel başkanı halk ile kavga edercesine Cumhurbaşkanı'na hakaret etmeyi tercih etti. 2010'da yapılan CHP kurultayında genel başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, geçen 5 yıl içinde girdiği tüm seçimleri kaybetti. Partisinin yüzde 25'ler düzeyinde olan oylarını bir türlü yukarı çıkartamadı. Seçim başarısızlıklarına yenileri eklendikçe zaten sorunlu olan üslubu eleştiri sınırlarını aşıp hakarete vardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyesiz dille sürekli eleştirerek bir noktada bu başarısızlıklarını örtmeye çalıştı.
SEVİYE YERLERDE SÜRÜNÜYOR
Genel başkanlık koltuğuna oturduğu ilk kurultayda küçümseyici bir tarz ile Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Recep Bey" diye konuşan Kılıçdaroğlu, dünkü olağan kurultayda ise hakaretinin dozunu iyice artırdı. Kılıçdaroğlu'nun kurultay konuşmasında Erdoğan'a yönelik hakaretleri şöyle: "Namus ve şeref kavramının bu toplumda ne kadar önemli bir değere sahip olduğunu biliyoruz. Bir kişi çıkıp namusu ve şerefi üzerine yemin etmişse ölümüne o sözü yerine getirir. Çünkü namus ve şeref bizim için tartışılmaz alandır... Diktatör bozuntusu olan adam, senin için şeref ve namus ne anlama geliyor? Ya adam gibi tarafsızlığını korursun saygı görürsün, tarafsızlığını korumazsan her gün her dakika her saniye namus ve şeref kavramını sana hatırlatacağım."
AK PARTİLİLER TERK ETTİ
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında Cumhurbaşkanı'na yönelik hakaretleri üzerine parti adına kurultayı izlemeye gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ harekete geçti. Özdağ, Kılıçdaroğlu'nu protesto ederek kurultayı terk etti. Özdağ, Kılıçdaroğlu'nu sert dille eleştirererek, "Değişim kurultayı diye toplantı yapıp dilini ve zihniyetini değiştirmeyen bir genel başkanı CHP ve seçmeni daha fazla sırtında taşıyamaz. Adında halk olan bir partinin genel başkanı halkın doğrudan oyları ile seçtiği Cumhurbaşkanına hakaret ederse halk ile kavga eder duruma düşer. Bu kafa ile de iktidara gelemez" dedi. Özdağ, AK Parti'yi temsilen Kurultay'a katıldıklarına dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını 30-35 dakika dinledim. Bu bölümde eleştiriler vardı. Ama 'diktatör bozuntusu' sözlerine tahammül edemedim. Kılıçdaroğlu o tavrı ile yanlış yapmıştır ve ben de haklı tavrımı ortaya koydum. İfadesi eleştiri sınırları içinde kalan bir eleştiri değildir, hakarettir. Cumhurbaşkanı'na 'diktatör' diyemez. 'Diktatör bozuntusu' hiç diyemez. Seçilmiş bir iradeye, yüzde 52 oyla seçilmiş birine, 90 yıllık bir siyasi partinin genel başkanlığını yapan, genel müdürlük yapmış, milletvekilliği yapmış, grup başkanvekilliği yapmış tecrübeli bir siyasetçinin bu şekilde bir ifade kullanması şık değil, doğru değil."
ADAYLAR BİR BİR ÇEKİLDİ, KILIÇDAROĞLU TEK ADAY
Bugüne kadar 18'i olağanüstü olmak üzere toplam 52 kurultay gerçekleştiren CHP'deki genel başkanlık yarışına Kılıçdaroğlu rakipsiz girdi. Delege seçimleriyle muhalif isimlerin gücünü kıran Kılıçdaroğlu'na karşı aday olacaklarını açıklayan Muharrem İnce ve Umut Oran adaylıktan vazgeçti. Son ana kadar çaba harcayan Mustafa Balbay ise adaylık için gerekli 128 imzayı bulamadı. Kurultay'ın adında değişim olmasına rağmen yeni döneme ilişkin herhangi bir vizyon ortaya koymayan Kılıçdaroğlu, adaylıktan vazgeçen İnce'ye "Parti Meclisi (PM) üyeliği" teklif etti. PM için liste çıkarmayı planlayan İnce teklifi reddetti. Kurultay'da asıl yarış bugün yapılacak PM seçimleri için yaşanacak. 60 kişilik PM için 500 kişi aday oldu. Kurultayın ilk gününde 3 maddelik tüzük değişikliği de yapıldı. Kılıçdaroğlu konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitaben "Gelin darbe hukukunu değiştirelim. Anayasa da darbe hukukunun parçası. Bunları değiştirebilirsek Türkiye'ye demokrasiyi getirmiş oluruz. Ne oldu da patronlu başkanlık sistemini istiyorlar? Düne kadar Osmanlı diyorlardı. Osmanlı da da parlamenter sistem vardı. Neden reddediyorsunuz" diye konuştu.
METİNER: PSİKİYATRİK TEDAVİ GÖRMELİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik kullandığı hakaret dolu ifadelerine siyaset, STK ve iş dünyasından isimler de tepki gösterdi:
AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner: Bu konuşma, Kılıçdaroğlu'nun kendi kişiliğini, sığlığını, düzeysizliğini gösteriyor. Diktatör bozuntusu arıyorsa partisinin geçmişine bakacak. Orada diktatör bozuntusunu, kendi Führer'ini, Milli Şef'ini bulabilir. Kılıçdaroğlu, Erdoğanfobik siyasetin kötü bir temsilcisi. Psikiyatrik tedavi görmeli. Ona anladığı dilde cevap verirken bile utanıyoruz. CHP'yi nasıl bir çukura yönelttiğini bir kez daha göstermiştir.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi: Cumhurbaşkanlığı makamını siyasi tartışmalara alet etmek yanlıştır. Hele hele kendi icraatlerini anlatacağı yerde hakaret etmesi yersiz.
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Çamur Ali Kopuz: Tüylerim diken diken oldu. Tam olarak ahlaksızlık, kendini bilmezlik. Cumhurbaşkanı'nın namusunu sorgulayacak en son kişidir.
ASKON Başkanı Mustafa Koca: Cumhurbaşkanımıza diktatör demeden önce 1921 Anayasası'na baksın. Bugünkü demokrasi seviyesini görmezden gelmek kendindeki diktatörlük ruhunu gösterir.
TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı: Türkiye'nin demokraside yaptığı atılımları göz ardı ederek ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı'na 'diktatör bozuntusu' demek bugüne kadar atılmış adımları inkar etmek anlamına gelir.
Gazeteci-yazar Fadime Özkan: CHP liderinin sokak ağzıyla, eşkıya edasıyla konuşması, seçilmiş bir Cumhurbaşkanına hakaret ediyor olmasının ahlaken, hukuken savunulabilir bir tarafı yok. Cezai yaptırımının olması gerekli.
Gazeteci-yazar Cem Küçük: CHP oy oranından çok daha fazla tavırla, yüzde 52 oy almış bir Cumhurbaşkanı'na böyle davranması niyetlerini ortaya çıkarmıştır.
Gazeteci-yazar Ahmet Kekeç: Bence milletvekilleri çok doğru yapmış. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili tutumu edep dışı, hoyrat...