"Bizim gözümüzde PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin, IŞİD'in hiçbir farkı yoktur."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 102 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısında PKK, IŞİD, El Muhaberat, PYD'nin parmağının bulunduğunu söyledi. Dün sabah Hak-İş'in 13. Olağan Genel Kurulunda, öğleden sonra da Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) yönetimini kabulde konuşan Erdoğan, her kesime mesajlar verdi. Cumhurbaşkanın konuşmasından satır başları şöyle:
'Diktatör' diyenlere: Televizyonlara, meydanlara çıkıp, sağda solda pervasızca, edepsizce, ahlâksızca diktatör kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum, siz 28 Şubat'ta, 12 Eylül'de neredeydiniz? 12 Eylül'ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi, bu kavramı kullanabildiniz mi? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar cennetmekan Sultan Abdülhamit Han'a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır.
bombalı saldırıyı devlete yıkanlara: Burada IŞİD de PKK da El Muhaberat da PYD terör örgütü de var. Hepsi beraber ortak olarak bu eylemi planlamışlardır. Müşterek yapılmıştır ve bu 1 Kasım'ı aslında yönlendirme eylemidir. Düşünebiliyor musunuz? Eylem oluyor. Kimdir, nedir, nasıldır, daha bu belli olmadan çıkıyor bir tanesi, sözde siyasetçi 'Bunu saray yaptı' diyor. 'Katil devlet' diyor. Ya nereden biliyorsun? Hangi belgeye, hangi bilgiye dayanarak bunu söylüyorsun? Rejime ve PYD'ye en büyük desteği, eylemleri ve dünya kamuoyuna verdiği görüntüyle aslında IŞİD sağlıyor. Bizim gözümüzde PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin, IŞİD'in hiçbir farkı yoktur. Hepsi de terör örgütüdür. Hepsi de masum insanların kanını döken birer vahşet makinesidir.
Paralel yapıya: Onlar her gün yalan söyleyecek, biz her gün doğruyu savunacağız. Onlar her gün iftira atacak, biz her gün hak mücadelesi vereceğiz. Onlar sırtlarını tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan paralel yapılara dayayacaklar, birtakım medya kuruluşlarına, manşetlere, silahlı terör örgütlerine dayayacaklar. Ama biz sırtımızı önce hakka sonra halka dayayıp öyle yürüyeceğiz.
KÜRTLERE: Ben çıkıp da bu makamda 'şuna oy verin, buna oy verin veya vermeyin' diyemem. Ama kime oy verdiğinize iyi bakın. Teröre, teröriste, terör örgütlerine karşı cesur olun. Kutsal değerlerimize dahi pervasızca hakaret eden bu densizlerle aranıza cesaretle mesafeyi koyun. Paralel yapıyla, bir kısım medyayla, Türkiye'nin düşmanlarıyla, Ortadoğu'nun canileri ile iş tutan bu benim Kürt kardeşlerimin düşmanlarına karşı 'artık yeter' deyin.
Dünyaya: İsrail, bölge ile birlikte tüm dünyayı tehdit eden tehlikeli bir politika izliyor. ABD'yi ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı özellikle de İslam ülkelerini İsrail'e karşı harekete geçmeye davet ediyorum.
Aydın Doğan'a: Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a su götürdük. Sahifesinin bir kenarında bile bunu zikretmediler, işlerine gelmiyor. Çünkü bunlar hayırlı işte yoklar. Ama Hilton Oteli'nin arkasındaki o araziye otel müsaadesi verilmiş olsaydı, ey Doğan o zaman keyfin yerinde olacaktı. Sana müsaadeyi vermedik diye çılgına döndün.
