Ankaralı işadamlarına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ve Suriyeli mülteci sorununa karşı Türkiye'ye dünyadan yeterli desteğin gelmediğini söyledi
ERZURUM HABERAL25 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankaralı iş adamlarına hitap ettiği konuşmasında dünyanın Suriyeli mültecilere karşı gereken hassasiyeti göstermediğini ifade ederek "Bir Türk evladı olarak dertliyim" diye konuştu...
Dönem başkanlığımızda G-20 çalışmalarına yeni bir vizyon kazandırdık. Özellikle dönem başkanlığı olarak kapsayıcılık ilkesinin, adalet ilkesini de geçerli olacak şekilde genişlettik. Ayrıca 2 ve 3. başlıklar olarak uygulama ve yatırımlar olarak G20 çalışmalarına yeni bir vizyon kazandıdık. Ekonomik büyüme ve refahtan toplumların tüm kesimlerin hakettikleri payları almasını, bunu sağlayamadığımız sürece hedeflenen büyüme oranlarına ulaşmamız mümkün değildir.
Bu çerçevede genç ve kadın istihdamına özel önem verilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde ekonominin bel kemiği olan KOBİ'lerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının küresel düzeyde ele alınması ve çözümü yönünde ortak gayret sarfedilmesi şarttır.
"OTURDULAR, KONUŞTULAR VE DAĞILDILAR"
Acemlerin güzel bir ifadesi vardır 'Oturdular, konuştular ve dağıldılar'. Bizler de oturup, konuşup dağılacaksak bundan hiçbir netice çıkmaz. Eğer bunu uluslararası toplantılarında yapabiliyorsak o zaman dünya hep birlikte o kalkınmayı yakalayabilir. Yüzde 2'lik global büyüme hedefine ulaşılması için tüm ülkelerin yapması gereken çalışmalarını takip ettik, takip ediyoruz.
Küresel büyümenin motor gücü yatırımlardır. Ticaretin arttırılması ve altyapı yatırımlarındaki eksikliklerin giderilmesi yönünde ortak adımların atılmasına ihtiyaç vardır. Azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin 70 ila 90 trilyon arasında bir altyapı harcamalarına ihtiyaç vardır. Siz altyapı yatırımını gerçekleştiremezsiniz yatırım yapmanız zaten mümkün değildir.
BUNUN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Bu yatırımlar Kamu Özel Ortaklığı olmadan bunun gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Bunun için dünyada yeteri kadar finans imkanı vardır. Burada kıskançlığın bir kenara konulması, bu imkanın harekete geçzirilmesi için G-20 başta olmak üzere tüm devletlerin somut projeleri geliştirmesini gerekiyor. İslami finans gibi alternatifler de güçlü bir şekilde devreye alınmalıdır. Antalya zirvesi önemli kararların alınacağı bir toplantı olacaktır.
YATIRIM ALAMIYORSA TEK SEBEBİ GÜVENLİKTİR
G-20'in gücü bu toplantıda üzerinde uzlaşmaya varılan konulardan kaynaklanıyor. Ekonomi elbette G-20'nin asıl varlık gerekçesidir. Günümüzde ekonominin siyasetten, sosyal gelişmelerde ve özellikle de güvenlikten ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Ülkemizde Doğu ve Güneydoğu yatırım alamıyorsa tek sebebi güvenliktir. Güvenlik sorunu olmasa yerli ve küresel sermaye buraya yatırım yapacaktır.
TÜM İNSANLIĞIN HAYRINA OLACAKTIR
Ukrayna krizinin yol açmış olduğu siyasi ve diplomatik sorunların çok ciddi ekonomik yansımaları olmuştur. Irak'ta, Afganistan'da dünyanın farklı bölgelirinde benzer sorunlar yaşanmıştır. Şimdi de Suriye, Irak meselesini dünya gündemine dair etmemiz platformun amacına aykırı değildir. G-20'nin global ölçüde bir küresel çözüm noktasında aday olduğunu düşünüyorum. Kapsamlı ve etkin gücüyle bir rol oynaması tüm insanlığın hayrına olacaktır.
HER FIRSATTA İFADE EDİYORUZ
Türkiye olarak ulusalarası kuruluşlardaki temsil adaletsizliğine karşı düşüncelerimizi her fırsatta ifade ediyoruz. 'Dünya 5'ten büyüktür' sözümüzün BM üyelerinin çoğu tarafından paylaşıldığını biliyorum. Şu anda gücü elinde bulunduranlar tabii ki buna yanaşmıyor. Artık dünya I. Dünya Savaşı şartları yaşanmıyor. Artık dünya 5 ülkenin dudakları arası arasına terk edilemez.
Dünyadaki tüm inanç grupları BM'de temsil edilmiyor. Bu bir adaletsizliği getiriyor. Eğer dünya adalet üzerine tesis edilmezse gelişimi beklemek mümkün değildir. Bunu Suriye'deki gelişmelerde görüyoruz. 4,5 yıl içerinde Türkiye 2,5 milyon mülteci kabul edildi.
"TÜRKİYE'NİN BİR EVLADI OLARAK DERTLİYİM"
Türkiye şu anda 2,5 milyon mülteci almış. Ama biz bunun karşısında gelin terörden arındırılmış bölgeyi ilan edelim. Gelin uçuşa yasak bölgeyi ilan edelim ve bu işi çözelim diyoruz. Şu anda sadece Yunanistan'a 400 milyar Avro verildi. Bütün bu olanlar karşısında ben Türkiye'nin bir evladı olarak dertliyim. Ama halkımın da çok dertli olduğunu biliyorum. Bizim genlerimizde bu var. Ama diğerlerini de bu işe el atmaya davet ediyorum.
Türkiye sadece 280 bin misafiri için 8,5 milyar dolar ayırdı. İstanbul'da şu anda 500 bine yakın mülteci var. Hayır kuruluşlarımızın ve vatandaşlarımızın yardımlarıyla ayakta duruyorlar. Biz bir yerden talimat alarak, birilerin bize tavsiyesi ile bu adımı atmadık. Sınırlarımıza dayandılar, bombalardan kaçan insanları biz sınırlarımızı açıp kabul ettik.
BU ADIMLARIN ATILMASI GEREKLİ
Avrupa Birliği Türkiye'deki sığınmacılar için şu anda kaynak tartışması yaparken şu hususu göz önünde bulundurmalı. Bundan sonra da kardeş, dost ve komşu olarak kabul ettiğimiz Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimize sahip çıkmayı sürdürürüz. Uluslararası yardımları kalkıp da kasamıza almak için değil yardımların kalitesini daha nasıl arttırız diye düşünüyoruz. Suriye halkına kendi ülkesinde güven içinde yaşayabileceği bir ortam tesis edilebilmesi için bu adımların atılması gerektiğini Brüksel'deki konuşmamda söyledim. Sayın Merkel'le de sayın Hollande'yle de bunu konuştuk.
Terörden arındırılmış güvenlik bölge adımlarının süratle atılması gerekmektedir.
SABOTAJ GİRİŞİMLERİNE RAĞMEN BAŞARIYLA ÇIKTIĞINA İNANIYORUM
Türkiye'nin 1 Kasım seçimlerini tüm sabotaj girişimlerine rağmen başarıyla çıktığına inanıyorum. Seçim ortamı istikrar ve güven ortamını sağlamıştır. 7 Haziran'dan sonra çıkan belirsizlik ve tereddütlük ortamı ortadan kalkmıştır. Artık çok daha kararlı ve güçlü adımlar aatabilme imkanına sahibiz. Terörle mücadele, PKK, PYD, DHKP-C, Daeş, Paralel yapının üzerine yapılan operasyonlar netice alınacaya kadar sürecektir.
Halkımızla bütünleşmek süretiyle kararlılıkla bunlar devam edecek. Biz öyle bir milletiz ki, şehadeti peygamberlik makamından sonra en yüce makam olarak kabul etmişizdir. Askerlik, polislik görevlilerimiz de bunun bilinci içersindedir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, millete ve ailelere başsağlığı dileklerimizi sürekli vurguluyorum. Bunun bedelini terör örgütüne çok ağır ödetiyoruz, ödetmeye devam edeceğiz.