Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını spor olaylarını okuyucuları için değerlendirdi.
Galatasaray'ın şampiyonluğu 'Şu olayların da etkisi oldu' diyebileceğiniz ya da sarı-kırmızılı ekibin kaderini değiştiren durumlar oldu mu?
Galatasaray bence iki talihli sakatlık yaşadı. Bir tanesi gene Fenerli medyanın bayıldığı, vazgeçilmezi Chedjou. Her maçta gollük hatalar yaparak Galatasaray savunmasını darmadağın ediyor. Bir de Chedjou'da zerre kadar liderlik vasfı yok. Kendi duracağı yeri bilmiyor, kendi kademeye girmeyi bilmiyor. Nerede kaldı takımın kademesini yönetecek 'Sen buraya gel, sen şuraya git' diyecek. Chedjou sakatlanınca kenarda unutulan Hakan Balta devreye girdi. Hakan Balta lider vasıflı bir futbolcu. Kendi oynadığından fazlasını savunmaya oynatan bir tipte oyuncu. Bu önemli bir şanstı.
İkinci şansı da Melo'nun sakatlığı oldu. O da Hamit'in şampiyonlukta çok büyük rol oynayan Hamit'in takıma yeniden gelişene sebep oldu. Melo iyi ve yararlı bir oyuncu. Fakat öfkeli bir oyuncu. Yani Melo'nun oynadığı her maç Galatasaray bir canlı bomba ile oynuyor. Her an Galatasaray 10 kişi kalabilir. Onun tedavisini bir türlü yapamadı Galatasaray. Yani Türkiye'deki kulüplerin hepsi ortak sorunu bu. Birtakım futbolcuların profesyonel yardıma ihtiyaçları var. Beşiktaş'ta Gökhan Töre'nin, Fenerbahçe'de Emre Belözoğlu'nun, Galatasaray'da Melo'nun psikolojik yardıma ihtiyaçları var. Ruh doktoruna gitmek ayıp bir şey değil. Bugün Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın ruh doktoru var. Bundan da doğal bir şey olmaz. Dünyanın kaderini değiştirebilecek bir kırmızı düğmeyi kullanma hakkı olan adamın ruh sağlığına güvenmen lazım. Biz de ruh doktorun gitmek delilik. Hayır! Keşke bütçemizden para ayırabilsek de hepimizin bir ruh doktoru olsa. O zaman pek çok sorun çözülür. Ama ne yazık ki kulüplerimiz o sağlık ekipleri için de bir ruh doktoru bir mentör bulunduramıyorlar. Chedjou ve Melo'nun sakatlıkları da Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda çok önemli faydalar sağladı.
