CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "YSK seçimin, referandumun güvenliğinden sorumluyken bir referandumu tartışmalı hale getirdi" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, halk oylaması sonuçlarına ilişkin CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına sandığa giden bütün vatandaşlara teşekkür ederek başlayan Kılıçdaroğlu, "Bütün konuşmalarımda 'evet' diyeninde 'hayır' diyeninde başımın üstünde yeri vardır açıklamasını yapmıştım. Bu bağlamda anayasa değişikliği konusunda sandığa gidip iradesini beyan eden bütün vatandaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.
Eşit olmayan koşullarda bir referandum gerçekleştirildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Ama bizde koşullar eşit olmamasına karşın demokrasiye sahip çıkmak için elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik. Hukuk zemininde kalarak çabayı gösterdik. 'Evet'i savunanlar hukuk kurallarının dışına çıktılar. Ama biz özenle hukuk kurallarının içinde çaba harcadık görüşlerimizi bütün vatandaşlarımızla paylaştık" ifadelerini kullandı.
"Bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda"
Anayasaların birer toplumsal uzlaşma belgesi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hepimizin anayasası olacak. Bir grubun, partinin, ailenin, bir kişinin değil, 80 milyonun anayasası olacak. O nedenle toplumsal uzlaşma belgesidir anayasalar diyorduk. Bu referandum bir gerçeği ortaya çıkardı. Toplumun en az yüzde 50-51'i buna 'hayır' diyor. Dolayısıyla bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda. Daha önemlisi bu gerçek önümüzde dururken siyaset kurumuna bir görev düşüyor. Anayasayı bir toplumsal uzlaşma belgesi haline dönüştürmek. Bu Türkiye'yi hem içeride hem dışarıda çok daha güçlü bir devlet konumuna getirir. Bu çağrıyı yapmayı da bir partinin genel başkanı olarak yapmayı görev addediyorum" açıklamasında bulundu.
Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü kavramının çok önemli olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Yüksek Seçim Kurulundan söz etmek isterim. YSK, üzülerek ifade edeyim. Bu referandumu tartışmalı hale getirdi. Çok açık ve net hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde size ilgili yasayı okuyorum. Seçim Kanununun 98.maddesi; 'Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır.' Ama YSK bir karar aldı bunu zarfları geçerli kabul etti. Niçin? Seçim Kanunun 101.maddesi; 'Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir.' YSK toplandı 'bunlar da geçerlidir' dedi. YSK'ya şu soruyu sormak isterim. Vatandaşlar görevlerini yaptılar, sandığa gittiler, oylarını kullandılar. Hiçbir itirazımız yok. Vatandaşın oyuna sonuna kadar saygılıyız. Ama hiçbir kurum kendisini parlamentonun üstünde göremez. Böyle bir yetkisi de yok. Bu yasa maddelerine dayanarak çıkardığı genelge de böyle bunlar geçersizdir diyor. Ama siz oturuyorsunuz bir kişinin itirazı üzerine, iktidar partisinden birisinin itirazı üzerine bunları geçerli sayıyorsunuz. Neden? Kendinizi parlamentonun üstünde hangi gerekçeyle görüyorsunuz? Hangi gerekçeyle yapılan bir referandumu tartışmalı hale getiriyorsunuz?"
"Maç yapılırken maçın ortasında kural değişmez" diyen Kılıçdaroğlu, "YSK maçın ortasında üstelik zarflar açıldıktan sonra kuralları değiştiriyor. Üstelik yasalara aykırı olarak kuralları değiştiriyor. Bunu doğru bulmuyoruz. Asla kabul etmiyoruz. Milletin kararına saygılıyız ama milletin kararına YSK gölge düşürmüştür. Hukuksal açıdan da kamu vicdanı açısından da referandumun meşruiyetini tartışmalı hale getirdiler. Getiren kim? Vatandaş değil, bir kurum YSK. YSK seçimin, referandumun güvenliğinden sorumluyken bir referandumu tartışmalı hale getirdi. Aklın alacağı şey değil. Biz büyük bir milletiz. İçeride ve dışarıda güçlü olmak isteriz. Gücümüzü hukuktan, hukukun üstünlüğünden almalıyız. Kurumlar yaslara uygun olarak hareket etmek zorunda. Yapılan bir yanlış bir referandumu tartışmalı hale getiriyor. Alınan bir yanlış karar yaslara aykırı karar referandumu tartışmalı hale getiriyor. Bunu asla doğru bulmuyoruz. Bunu sonuna kadar takip edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.