GÜNDEMHaber Girişi : 05 Mayıs 2016 09:21

Makamlar sadece hizmet için araçtır

Makamlar sadece hizmet için araçtır
Cumhurbaşkanı Erdoğan 25. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu: Muhtar da olsanız, başbakan da cumhurbaşkanı da olsanız, makamlar insanlara hizmet için araçtır. Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi unutmamanızdır
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 25. Muhtarlar Toplantısı'nda Amasya, Ankara, Antalya, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Mersin, Muş, Nevşehir ve Niğde'den gelen muhtarlara hitap etti. "Makamlar insanlara hizmet için araçtır. Muhtar da olsanız belediye başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı da olsanız kalbiniz ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır" diyen Erdoğan, özetle şu çarpıcı mesajları verdi:

MÜKAFAT BEKLEMEDEN ÇALIŞTIK
 Sizlerle bir araya gelmemiz birilerini de rahatsız edebiliyor. Kendilerini ülkenin yegane sahibi olarak görenler bu durumu kabullenemiyor olsa da bizim için bu buluşmalar çok değerlidir. Çünkü biz hayatımız boyunca millet için ve milletle birlikte siyaset yaptık. Bugüne kadar Allah'ın rızasını ve insanımızın gönlünü kazanmak dışında hiçbir mükafat beklemeden çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde çalışmayı sürdüreceğiz.

HESABİLİK DEĞİL HASBİLİK...
 Hesabilik değil hasbilik bizim en önemli vasfımız olmalıdır. Makamlar insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar da olsanız belediye başkanı, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı da olsanız kalbinizi ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır. Türkiye, bu niyetle çalışan kadrolara sahip olduğu dönemlerde tarihi atılımlar yapmıştır. Buna karşılık sadece kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler, Türkiye'nin birikimini artırmak şöyle dursun mevcudu da heba etmişlerdir. Milletimiz her iki örneği de gördüğü için karşısına çıkanların notunu hemen ve isabetle vermektedir.

HEDEFLERİ UNUTULMAMALIDIR
 Mahallesinde ve köyünde yaşayanların gönlünü kazanamamış muhtarın durumuyla, milletin desteğini elde edememiş cumhurbaşkanının hiçbir farkı yoktur. Her ikisinin de sonu hüsran olmaya mahkûmdur. Buna karşılık mahallelisinin, köylüsünün tam desteğini elde eden muhtarı nasıl kimse yıkamazsa, seçimle gelinen diğer hizmet makamındakilerin tamamı da aynı güce ve güvene sahiptir. Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, orada ne yapmanız gerektiğini ve hedeflerinizi unutmamanızdır.

ADETA İŞGAL KUVVETLERİ
 Karşımızdaki terör örgütü sadece eli silahlı 5-10 bin militandan oluşmuyor. Bu örgütü asıl cesaretlendiren ve yaşatan arkasındaki karanlık destektir, üst akıldır. Paralel Yapı yıllarca sırtından beslendiği bu millete ihanet ederek başka mahfillerin operasyon aracı haline dönüşmüştür. Türkiye'yi ısrarla terör örgütlerini destekleyen bir ülke olarak göstermeye çalışanları kimlerin teşvik ettiği gayet açıktır. Dokunulmazlık görüşmelerinden terör örgütünün marşını söyleyerek çıkan sözüm onu milletvekillerinin de, onları birer kahraman edasıyla haberlerine taşıyan medya kuruluşlarının da iplerinin nereye uzandığı malumdur. Parlamentoda sözde milletvekilleri olarak oturumları ne hale getirdiklerini izlediniz. Komisyonlarda neler yaptıklarını izlediniz. Sıraların üzerinden nasıl atladıklarını gördünüz. Adeta oraları işgal kuvvetleri gibi işgal etme girişiminde bulundular.

BU MAKAMA LAYIK DEĞİLLER
 Halbuki komisyon başkanı isteseydi oraya ne medyayı ne de danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleriyle bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına böyle bir alan açtı, ama onlar bu alanı maalesef usulüne uygun şekilde kullanmadılar. Bu millete gerçekten çok çok üzüntü verecek bir tabloyu orada sergilediler. Bu millet buna layık değil. Bunlar da bu milletin temsilcisi olmaya layık değil.

HANİ SİZDE ÖZGÜRLÜKLER VARDI ?
 Türkiye demokratik bir hukuk devleti olduğu için bu meseleleri usulüne uygun çözmenin gayreti içindedir. Dünyada başka hiçbir ülkenin gösteremeyeceği hoşgörüyü, esnekliği ve sabrı ortaya koyarak her bakımdan örnek bir mücadele yürütüyoruz. Çünkü bizim inancımız da, kültürümüz de başka bir yönteme izin vermez. Geçmişlerinde ırkçılıktan soykırıma, sömürgeciliğe kadar her türlü aybın izlerini taşıyanların Türkiye'nin yürüttüğü bu mücadeleye edecek tek bir sözleri dahi olamaz. Türkiye'yi demokrasi, hak, özgürlükler gibi konularda sorguya çekenlerin en küçük bir tehdit karşısında nasıl bu kavramları askıya aldıklarını görüyoruz. Gezi olaylarında bize gösteri ve ifade hakkı nutukları çekenler, masum teşebbüsleri dahi orantısız bir sertlikle bastırma yoluna gidiyor. İsveç'te bakanlık makamına gelmiş bir Müslümana yapılanı gördünüz, sonunda bakanlıktan istifa etmek durumunda kaldı. Aynı şekilde yine bir bayan milletvekiline İsveç'te yapılanı gördünüz. Hani sizde hak vardı, özgürlükler vardı? Halkın oylarıyla gelmiş bu insanlara niçin bu saygısızlığı yaptınız? Açıkçası ben Batı ülkelerinde giderek daha sıkça karşılaşmaya başladığımız bu görüntülerden, demokrasi ve özgürlükler adına endişeliyim. İnsan hakları örgütlerini, medya kuruluşlarını, yazarları, akademisyenleri, parlamentoların duyarlı üyelerini bu vahim durum karşısında harekete geçmeye davet ediyorum. Türkiye olarak kendilerine her türlü desteği vereceğimizden emin olsunlar.

ASLA KARŞILIKSIZ BIRAKMAYIZ
 Kilis'e yapılan her saldırıya misliyle karşılık verilmiştir, verilecektir. Kilis'teki tüm vatandaşlarımın bu olaylar karşısındaki sabrını da takdirle karşılıyorum. Türkiye'nin topraklarına ve vatandaşlarına yönelik hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmadık, bırakmayacağız. DAEŞ en büyük zayiatı Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda vermiştir. Buna devam ederse onlar daha çok zayiat verir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerin gerisindeki niyetleri çok iyi biliyoruz. Şundan emin olunuz, başaramayacaklar. Türkiye, hem tüm terör örgütleriyle mücadele edecek hem de kendi politikalarını hayata geçirecek güç ve kararlılığa sahiptir.

BAŞKANLIK HAYATA GEÇİRİLMELİ
 2023 hedeflerimize ulaşma konusundaki kararlılıkta en küçük eksilme veya gerileme söz konusu değildir. 2023 hedeflerine ulaşma konusunda, çok fazla ümitvar olmamızı sağlayacak bir yerde bulunuyoruz. Bunun için yeni anayasa ve başkanlık sistemi başta olmak üzere milletimizin beklentisi olan çalışmaları bir an önce hayata geçirmeliyiz.

ANADOLU TOPRAKLARI FİTNE KABUL ETMEZ
 "Asırlardır bu topraklarda milletin ve ülkenin omurgasını teşkil eden değerlere ve kesime saldırıp da iflah olan kimse yoktur. Ne dışarıdan gelenler ne içeride rahat durmayanlar ülkesinin bekası için şehitliği nimet, gaziliği şeref kabul eden milletimizin karşısında varlık gösterememiştir. Anadolu toprakları fitneyi, ayrımcılığı, ihaneti kabul etmez.
 Yunus'un ilahisini, Hacı Bektaş'ın selamını, Süleyman Çelebi'nin mevlidini, Mehmet Akif'in özlemini, Necip Fazıl'ın öfkesini kalbiyle hissetmeyen, bu toprakları da onun üzerinde yaşayan insanları da anlayamaz. Canlı bomba olup masum insanların hayatlarına kastedenler de patlayıcı dolu çukurlarıyla mahallelerimizi harap edenler de Meclis'i terörize edenler de bu kutlu pınardan nasibi alamamış olanlar. Esasen 200 yıldır, bu topraklar yerli ve milli olan ile buna karşı dayatılan hormonlu ideolojilerin çetin mücadelesine şahit olmuştur. Türkiye'yi inançlarından ve geçmişinden kopartıp, kişiliksiz bir ülke haline getirmek istediler. Başaramadılar."
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.