İsminin gizli kalması şartıyla ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantıda detaylı açıklamalar yapan üst düzey yetkili, Türk hükümetinin ya da Türkiye hükümeti içerisindeki hiçbir grup ya da kişinin DAEŞ'le petrol ticareti yapmadığını söyledi. DAEŞ'in kontrol ettiği bölgeler ile Türkiye arasında küçük ölçekte yerel kaçakçılık yapıldığını belirten yetkili, "Rusya'nın renkli haritalarla dolu internet sitesindeki iddiaların tersine DAEŞ'in kaçırdığı miktarın oranı oldukça düşük. Bu kaçakçılık da Türkiye'nin çabaları ve bizim hava saldırılarımızla her geçen gün daha da azaldı" dedi. ABD yönetimi DAEŞ'in petrol emiri Ebu Sayyaf'ın Mayıs 2015'te düzenlediği bir operasyonla tüm belgelerini ele geçirmişti. Bu yüzden ABD bu konuda otorite kabul ediliyor.
'TAŞIN MASI İMKANSIZ'
Yetkili, bir kamyonun en fazla 200 ila 250 varil petrol taşıyabileceğini ve iddialar doğru olsa bile günde 20 bin varillik bir petrolü taşımak için en az bin adet tankere ihtiyaç olduğunu ve bunun ekonomik olarak mümkün olmadığını söyledi. Amerikalı yetkili, "Çünkü bu mümkün olsa bile bu tankerlerin DAEŞ kontrolündeki bölgelerden, Esad kontrolündeki bölgelere ve Özgür Suriye Ordusu'nun elindeki bölgelere sırayla girmesi lazım. Bunlar için haraç ödemek gerekir. Bu çok olası değil" dedi.
'DAEŞ TÜKE TİYOR'
Üst düzey Amerikalı diplomat, petrolün Türkiye'ye gitmediğini ve tamamen DAEŞ'in Suriye ve Irak'taki topraklarında tüketildiğini çünkü insanların araçları için hala bu petrole ihtiyacı olduğunu söyledi. Petrolün hala Esad rejimine de satıldığını söyleyen yetkili, "zaman içerisinde rejim alımlarını azalttı ama hala devam ediyorlar. Üretilen tüm petrolün Suriye ve Irak'ta tüketilmesi ve satılması için yeterli pazar var" şeklinde konuştu.
'FOTOĞRAFLAR ESKİ'
Rusların yayınladığı fotoğraflardaki kamyonların DAEŞ'e ait petrol dağıtım noktalarında toplandığını ve bu kamyonların petrolü Suriye içerisine dağıttığını söyleyen Amerikalı yetkili, "bu tırlar Türkiye'ye gitmiyor. Zaten ortada bu kamyonların sınırı geçtiğini gösteren tek bir fotoğraf yok. Bu fotoğraflar sahte değil ama eski. Çünkü biz bu kamyonları sürekli vuruyoruz. Onlar hiçbir yer güvenli değil" dedi.
'HABER DOĞRU DEĞİL'
Basın toplantısında Türk basınında da yer alan The Guardian'dan Martin Chulov'un bir Batılı yetkiliye dayandırdığı iddialar da konuşuldu. Amerikalı diplomat, Ebu Sayyaf'ın belgelerinden bir Türk yetkili ile petrol ticareti yaptığını gösteren bilgiler çıktığını iddia eden haberi yalanlayarak, "Türkiye ve DAEŞ'in petrol kaçakçılığını organize ettiğini gösteren elimizde hiçbir güvenilir bilgi yok. Türkiye 2012 yahut 2013'te de böyle bir ticaretin içinde olmadı" dedi.
İDDİALAR GERÇEKÇİ DEĞİL
Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü Uzmanı Zübeyir İkbal, Suriye rejimi dışında hiçbir ülkeden bir kurumun veya resmi bir oluşumun DAEŞ'ten petrol almadığını söyledi. Rusya'nın ortaya attığı iddiaların doğruluğunun kanıtlanmadığını ve benzeri birçok doğrulanmamış dedikodunun bulunduğunu belirten İkbal, "Suriye rejimi dışında hiçbir ülkeden bir kurum veya resmi bir oluşum DEAŞ'ten petrol almıyor" dedi. İkbal, kaçakçıların petrol ürünlerini sınır ötesine taşıma durumunun yeni bir şey olmadığını vurgulayarak, "Petrol ürünleri Irak ve İran gibi ülkelerden yıllardır kaçırılıyor" ifadesini kullandı. Brüksel'deki Avrupa Siyaset Merkezi Uzmanı Marco Giuli, petrol kaçakçılığından kazanılan paranın DAEŞ'in önemli gelir kaynaklarından biri olduğunu dile getirdi. Rusya ve ABD'nin son dönemde petrol tankerlerini hedef aldığına dikkati çeken Giuli, "Petrol trafiği küçük çaplı yerel kaçakçılar tarafından yürütülüyor. Bunun belirli bir kısmı hükümet tarafından değil tüm aktörlerin çabalarıyla sınırların korunarak engelleneceğini düşünüyorum" diye konuştu.