Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Grand Tarabya Oteli'nde düzenlenen Yedinci Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi açılışına katıldı. Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitaroviç ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın da yer aldığı zirvenin açılışında, Paris'te, Ankara'da ve Beyrut'ta gerçekleştirilen terör saldırılarında hayatını kaybedenler anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
TÜRKİYE YALNIZ BIRAKILDI:
Göçmen meselesi başta olmak üzere, bu sorunların ağır sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Maalesef, Türkiye insani krizler karşısında verdiği onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldı. Yaklaşık 5 yıldır, Suriye ve Irak'tan gelen 2,5 milyon göçmenin yol açtığı ekonomik ve sosyal yükün tamamını, ülke olarak tek başımıza biz karşıladık, biz sırtladık. Sadece Suriye'den gelen göçmenlere kamplarda verdiğimiz hizmetler için harcadığımız para 8,5 milyar dolardır. İstanbulumuzdaki göçmen sayısı 500 bin. Bunun sosyolojik travmalarını düşünebiliyor musunuz? Hem o gelenlerde meydana gelen travma hem de bizim toplumumuzda meydana getirdiği travma. Bunları düşündüğümüz zaman insanlık, Türkiye nasıl olsa bunu hakkından gelir deme lüksüne sahip mi? Bu dünyayı beraber paylaşıyoruz. Dünya barışına hep birlikte katkı vermek zorundayız.
PARİS'LE BİTTİ Mİ?:
Paris'te yaşanan terör eylemleri hem terörizmle mücadele, hem de göçmenler konusunda bizleri yeni bir yol ayrımına getirdi. Antalya'da yapılan G-20 Liderler Zirvesi'nde bu meseleyi enine boyuna konuştuk. 'Terörizmle Mücadele Bildirisi' yayımladık. Terörizmin, herhangi bir dinle, milliyetle, uygarlıkla veya etnik grupla ilgili hale getirilemeyeceğini özellikle belirttik. Bizler dünya Müslümanları olarak halkı Müslüman olan ülkelerin siyasi liderlerini de ağırlıklı olarak tavır koymaya davet ederken, ilim adamlarını da tavır koymaya, hatta din adamlarını bu konuda tavır koymaya davet ettik, davet ediyoruz. Bunu hep birlikte yapmak durumundayız. Eğer yapamazsak, bugün Ankara'da bizim kapımızı çalan, geçenlerde söyledim, yarın sizin de kapınız çalar. Nitekim Paris'te kapıyı çaldı. Fakat Paris ile bitti mi? Başka bir yerde de kapıyı çalar. Onun için de bu tavrı uluslararası mutabakat içinde ele almak durumundayız.