Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Türkiye-İtalya 3. Hükümetlerarası Zirve'sinin ardından ortak bildiri yayımlandı. Türkiye ve İtalya'nın, Avrupa'da ve Akdeniz bölgesinde tarih boyunca ortak değerler, ilkeler ve hedefler etrafında birleştiği ifade edilen bildiride, bu kayda değer sağlam temelin, iki ülkenin her alanda iş birliğini geliştirmelerini temin ettiği belirtildi.
Bölgesel ve uluslararası konularda birbirleriyle yakın işbirliği ve eşgüdüme sahip iki NATO Müttefiki ve G20 ortakları olarak, Türkiye ve İtalya'nın Avrupa ve ötesinde uluslararası barış ve istikrara önemli katkılarda bulunmakta olduklarının belirtildiği bildiride, "3. Zirve, Ukrayna-Rusya savaşı, gıda ve enerji güvensizliği, Covid-19 salgını sonrası normalleşme süreci, düzensiz göç ve iklim değişikliğinin yanı sıra, birbiriyle uyumlu mukabele ve acil insani müdahale gerektiren doğal afetler gibi bölgesel ve küresel ölçekte önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde toplanmıştır. Bu arka plan temelinde, 3. Zirve iki ülkeye her alanda ikili ve çok taraflı işbirliğini gözden geçirme ve ilgili kamu kurumlarının, parlamentolarının, iş dünyasının, akademinin, araştırma merkezlerinin ve sivil toplumun aktif katılımıyla bu işbirliğini daha da geliştirmenin yollarını ve araçlarını gözden geçirme fırsatını vermiştir. Bu vesileyle, Taraflar açık ve samimi diyaloğu sürdürme konusundaki ortak arzularını yinelemiş ve gelecekteki işbirliğine yönelik irade ve kararlılıklarını teyit etmişlerdir" ifadelerine yer verildi.
Bildiride bir sonraki zirvenin İtalya'da yapılmasının planlandığı ve tarafların, ekonomi ve ticaret konusunda daha yakın diyaloğu sürdürme ve bu alandaki gelişmenin güçlendirilmesine yönelik ortak yaklaşımları tanımlama ve uygulama konusundaki kararlılıklarını vurgulandı.
"Karşılıklı doğrudan yatırım seviyesini artırmak için Türk ve İtalyan yatırımcıları daha fazla teşvik etmeye karar vermişlerdir"
Bildiride Covid-19 salgınına rağmen, 2021 yılında ikili ticaret hacminin tarihi bir rekorla hızlı ve güçlü bir şekilde toparlanmasının taraflarca memnuniyetle karşılandığı kaydedilirken tarafların, bu büyüme eğilimini sürdürmek ve 30 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefine ulaşmak için birlikte çalışma konusundaki ortak iradelerini, karşılıklı ticareti ve ilgili pazarlara erişimi daha da teşvik etmek ve kolaylaştırmak suretiyle gerçekleştireceklerini teyit ettikleri ifade edildi. Ayrıca bildiride. "Bu bağlamda taraflar, Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu (ETOK) Toplantısının ve İş Forumu'nun 2022 yılının son çeyreğinde düzenlenmesinde mutabık kalmışlardır. Taraflar, iki ülke arasındaki doğrudan yatırımların ekonomik ilişkilerinin önemli bir boyutunu oluşturduğuna inanmaktadır. Bu nedenle, karşılıklı doğrudan yatırım seviyesini artırmak için Türk ve İtalyan yatırımcıları daha fazla teşvik etmeye karar vermişlerdir. Taraflar, ticari ilişkilerin geliştirilmesinde karayolu taşımacılığının önemini göz önünde bulundurarak, bu sektördeki paydaşların mevcut ihtiyaçlarını karşılamak için Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısının uygun olan en yakın zamanda yapılması gerekliliğini teyit etmişlerdir” denildi.
Bildiride Türkiye-AB ilişkilerine yönelik ise, "Taraflar, Türkiye-AB ilişkilerinin, Türkiye'nin katılım perspektifi ve Türkiye'nin tüm Avrupa kıtasının istikrar ve refahına olabilecek katkısı temelinde, daha fazla geliştirilmesinin öneminin altını çizmişlerdir. Gümrük Birliği'nin uygulanmasındaki mevcut sorunların giderilmesi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi müzakerelerine başlanması dahil, her seviyede ve geniş konu yelpazesinde diyaloğu artırarak Türkiye'nin AB perspektifinin güçlendirilmesi amacıyla, Türkiye-AB ilişkilerinin tüm boyutlarının geliştirilmesine yönelik gelecekteki olabilecek adımların araştırılması konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar ayrıca, Türkiye-AB vize serbestisi diyaloğu, göç işbirliğinin yenilenmesi, terörle mücadele işbirliğinin güçlendirilmesi ve katılım öncesi fonlar (IPA) ve çeşitli AB programları/mekanizmaları bağlamında mevcut işbirliğinin derinleştirilmesi gibi önemli alanlarda somut sonuçlar elde etmek için çabalarını koordine etmek konusunda mutabık kalmışlardır” açıklamasına yer verildi.
"Taraflar, terörle mücadele, güneyden kaynaklanan tehditler ve sınamalar gibi konulara ilişkin 360 derece yaklaşımı temelinde işbirliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını vurguladı"
Bildiride ayrıca, “NATO Madrid Zirvesinde alınan kararlar ve yeni Stratejik Konsept çerçevesinde taraflar, terörle mücadele başta olmak üzere özellikle güneyden kaynaklanan tehditler ve sınamalar gibi konulara ilişkin olarak 360 derece yaklaşımı temelinde işbirliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını vurgulamışlardır. Taraflar, uzun süredir devam eden işbirlikleri temelinde NATO-AB Stratejik ortaklığının güçlendirilmesinin önemini ve AB Üyesi Olmayan Müttefiklerin, ve bu bağlamda Türkiye'nin AB savunma çabalarına tam katılımının bu ortaklığın gelişmesi için gerekli olduğunu teyit etmişlerdir. Türk ve İtalyan savunma sanayii şirketlerinin son yıllarda başarıyla sonuçlandırdıkları ortak projelere ve bu işbirliğini ilerletmeye yönelik siyasi iradeye değinen Taraflar, savunma sanayiinin hem mevcut hem de gelecekteki ilişkileri açısından kilit bir rol oynadığını teyit etmişlerdir. Bu çerçevede Taraflar, 'Savunma Sanayii Alanında Gizlilik Dereceli Bilgilerin Karşılıklı Korunmasına İlişkin Anlaşma'nın imzalanmasını memnuniyetle karşılamışlardır” denildi.
Kültür, Eğitim, Bilim, Gençlik, Spor ve Arşiv Alanlarında İlişkilere yönelik ise, "Taraflar, 1951 tarihli Kültür Anlaşması temelinde sürdürülen kültür, eğitim, bilim, gençlik, spor ve arşiv alanlarındaki mevcut işbirliğini daha da ilerletme ve güçlendirme konusundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Turizmin halklar arasındaki etkileşimin canlanması üzerindeki etkisini dikkate alarak teşvik ve tanıtım faaliyetlerini destekleme iradelerini yinelemişlerdir” ifadeleri kullanıldı.
"Temiz enerjiye geçişe, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve altyapıları, hidrojenin yanı sıra gaz sektörünün de dahil edilmesinin önemi vurgulandı”
Tarafların terörün her biçim ve tezahürüne karşı etkin mücadele hedefi doğrultusunda işbirliği iradelerinin de vurgulandığı bildiride ,”Paris Anlaşması'na üye ve G20'deki ortaklar olarak Taraflar, 1,5 derecelik artış hedefi için, karbon tarafsızlığı veya net sıfır sera gazı emisyonlarını yüzyılın ortasına kadar veya bu dönem civarında sağlamak amacıyla çevre koruma ve iklim eylemi alanında işbirliğini artırma taahhütlerini teyit etmişlerdir. Taraflar, “Güney Gaz Koridoru”nda ortaklar olarak enerji çeşitlendirmesi konusundaki sağlam işbirliğini kıymetlendirmişler ve enerjinin kapsayıcı değerini Akdeniz'de de ortak büyüme, güvenlik ve refah faktörü olarak kabul ederek işbirliklerini ilerletme konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Bu nedenle Taraflar, arz güvenliğini ve çeşitlendirmeyi sağlamak için enerji alanında devam eden işbirliğini ilerletme konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Temiz enerjiye geçişe, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve altyapıları, hidrojenin yanı sıra gaz sektörünün de dahil edilmesinin önemini vurgulamışlardır” denildi.
Ukrayna'nın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdikleri destek vurgulandı
Bildiride Rusya - Ukrayna savaşına yönelik, “Taraflar, Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'ya karşı yürüttüğü haksız ve hukuksuz savaş karşısında Ukrayna ile dayanışmalarını ve Ukrayna'nın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdikleri desteği ifade etmişler; Ukrayna'ya barışın en kısa sürede getirilmesine yönelik çabalarını sürdürme iradelerini yinelemişlerdir. Taraflar, Ukrayna'dan tahıl ihracatının önündeki engelleri kaldırmak için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, benzer insani konularda BM ve ilgili diğer kuruluşlarla birlikte çalışma konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Taraflar, eşgüdüm ve işbirliklerini arttırarak küresel gıda güvenliğine yönelik girişimlere katkıda bulunmayı sürdüreceklerini teyit etmişlerdir. Taraflar, Türkiye'nin İtalya öncülüğünde 8 Haziran 2022 tarihinde Roma'da başarıyla gerçekleştirilen "Gıda Güvenliği Krizine İlişkin Akdeniz Bakanlar Diyaloğu" eşbaşkanlığının bu yöndeki çabalar bağlamında olumlu bir adım teşkil ettiğini vurgulamışlardır” ifadelere yer verildi.
Uluslararası Platformlarda İşbirliğinin de gündeme getirildiği bildiride, "Taraflar, bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla düzenli stratejik diyaloğu sürdürme konusundaki kararlılıklarını ve merkezinde Birleşmiş Milletler'in (BM) bulunduğu çok taraflılığa olan bağlılıklarını bir kez daha teyit etmişlerdir. Bu bağlamda Taraflar, BM'nin reforma tabi tutulması dahil BM bünyesinde devam eden ikili işbirliğinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve BM sisteminin barış ve güvenlik, kalkınma ve insan hakları olmak üzere üç ayağını korumayı taahhüt etmişlerdir” ifadelerine yer verildi.
"Taraflar, düzensiz göçle mücadelede Türkiye-AB 18 Mart 2016 Bildirisi'nin uygulanması da dâhil olmak üzere uluslararası işbirliğinin önemini vurguladı"
Bildiride ayrıca düzensiz göçle ilgili de, “Taraflar, Doğu ve Orta Akdeniz göç yolları da dahil olmak üzere son zamanlarda ortaya çıkan göç eğilimlerini ele almışlardır. Taraflar ayrıca, düzensiz göçle mücadelede Türkiye-AB 18 Mart 2016 Bildirisi'nin uygulanması da dâhil olmak üzere uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamışlardır. Geri dönüşlerin, yeniden yerleşimlerin ve mali yardımın, iyi işbirliği ve adil yük paylaşımını sağlamak için Bildirinin öngördüğü kilit araçlar olduğunu yinelemişlerdir. Taraflar, göç akımlarıyla ilgili düzenli istişarelerin başlatılması ve bu alandaki en iyi uygulamaların paylaşılması için İtalyan Göç Fonu'nun bir projesinin uygulanması konusunda mutabık kalmışlardır” ifadeleri kullanıldı.
Doğu Akdeniz Bölgesi ve Libya ve Suriye meselesine yönelik ise, "İki deniz kıyısı ülkesi olarak taraflar, artan enerji riskleri karşısında, Akdeniz'de seyrüsefer serbestisinin ve kapsayıcı bir işbirliğinin teşviki konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar, hakkaniyet temelinde bir çözüme ulaşmak amacıyla deniz sınırı ihtilaflarının, uluslararası hukuk temelinde mutabakata varılarak çözülmesinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar, gerekli koşullar sağlandığı takdirde, Doğu Akdeniz konulu Çok Taraflı Konferansın gerçekleştirilmesinin bölgede kapsayıcı bir işbirliği mekanizması kurulması için bir fırsat olduğunu belirtmişlerdir. Taraflar, ülkede şiddete veya daha büyük bölünmelere yol açabilecek tek taraflı eylemleri kesin olarak reddederek, Libya'nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılıklarını bir kez daha teyit etmiş; özgür, adil ve ülke çapında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin mümkün olan en kısa sürede sağlam bir yasal temelde yapılmasının önemini vurgulamışlardır. Libya'nın öncülüğü ve sahipliğinde, BM'nin kolaylaştırdığı siyasi sürece desteklerini yinelemişlerdir. Taraflar Suriye'deki krizle ilgili derin endişelerini dile getirmiş ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı Kararı uyarınca, Suriye'de sürmekte olan çatışmaya siyasi çözüm bulmayı amaçlayan ve BM'nin kolaylaştırdığı siyasi sürece desteklerini yinelemişlerdir. Bu bağlamda Taraflar, Suriye'deki grupları Anayasa Komitesi'nde anlamlı ve yapıcı müzakerelere katılmaya teşvik etmektedirler. Taraflar, BM Güvenlik Konseyi'nin 2585 sayılı Kararı uyarınca Suriye'deki insani krizin acilen ele alınması gerektiğinin altını çizmişler ve BM Güvenlik Konseyi üyelerine Kararın yenilenmesi için çağrıda bulunmuşlardır. Taraflar ayrıca, mülteciler sorunu ve mültecilerin güvenli, gönüllü ve insan onuruna yakışır şekildeki geri dönüşleri de dahil olmak üzere Suriye krizinin tüm yönleriyle ilgili detaylı istişarelerine devam etme kararı almışlardır” değerlendirilmesi yapıldı.
Bildirinin sonuç beyanları
Bildirinin sonuç beyanları ise şu şekilde:
"Taraflar düzenli ve üst düzeydeki ikili görüşmeleri sürdürme hususunda mutabık kalmışlardır.
Taraflar ayrıca ikili ve AB konularındaki düzenli toplantıları, Doğu Avrupa, Akdeniz Bölgesi, Orta Doğu, Balkanlar, Asya ve Afrika'daki ve diğer ilgili uluslararası meselelerdeki gelişmelere ilişkin ve bölgesel hususlardaki istişareleri sürdürmeye karar vermişlerdir.
Taraflar, ilgili Dışişleri Bakanlıklarının Diplomasi Akademileri ve Stratejik Araştırma Merkezleri ve/veya politika planlama birimleri arasındaki işbirliğini yoğunlaştırma konusunda anlaşmışlardır.
Taraflar, iki ülkeyi ilgilendiren dış politika konularındaki kamu diplomasisinde işbirliğini güçlendirme ve stratejik iletişim yaklaşımlarını ele alma hususunda mutabık kalmışlardır.
Zirve vesilesiyle aşağıdaki anlaşmalar imzalanmıştır. Taraflar, bu anlaşmaların imzalanmasının, hâlihazırda geniş çerçeveli bir anlaşma altyapısından yararlanan ikili ilişkilerini daha da geliştireceğine olan inançlarını vurgulamışlardır.”
İki ülke arasında 9 anlaşma imzalandı
İki ülke arasında görüşmelerin ardından çeşitli alanlarda iş birlikleri içeren 9 anlaşma imzalandı.
Buna göre, "Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile İtalya Cumhuriyeti Bakanlar Konseyi Başkanlığı Sivil Koruma Dairesi Arasında Sivil Koruma Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası" AFAD Başkanı Yunus Sezer ile İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi tarafından imza altına alındı.
"Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile İtalya Ekolojik Dönüşüm Bakanlığı arasında Sürdürülebilir Kalkınma Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı" Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ile İtalya Ekolojik Dönüşüm Bakanı Roberto Cingolani tarafından imzalanırken "Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Arasında Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Uygulama Programının 2023-2025 Yılları İçin Yenilenmesine Yönelik Ortak Açıklama" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Luigi Di Maio tarafından imza altına alındı.
"Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı arasında Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı' Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank ile Ekonomik Kalkınma Bakanı Giancarlo Giorgetti tarafından imzalandı.
İki ülke hükümetleri arasında "Savunma Sanayiinde Gizlilik Dereceli Bilgilerin Karşılıklı Korunmasına İlişkin Anlaşma" Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İtalya Savunma Bakanı Lorenzo Guerini tarafından imza altına alındı.
İki ülke hükümetleri arasında "Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Olarak Tanınması ve Değiştirilmesine İlişkin Anlaşma"ya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İtalya İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese imzaladı.
"Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Arasında Siyasi İstişarelere İlişkin Mutabakat Zaptı" ve "Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Arasında Diplomatların Eğitimi Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası" Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Di Maio tarafından imzalandı. Çavuşoğlu ile Di Maio daha sonra, "Antalya Diplomasi Forumu (ADF) ile MED Diyalogları Arasında İşbirliği Niyet Mektubu"nu da imzaladı.